Billie Eilish

Tolstoy’un bir eserinde 1800’lerin ortalarında Kafkasya’da bir Türk köyü tasvirini okurken şaşırmıştım. Çünkü, günümüz Anadolu köylerinden hiçbir farkı yoktu anlattığı ortamın! Esasen, Jack London’ın anlattığı 100 yıl önceki Amerika ya da George Orwell’in 80 yıl önce çizdiği İngiltere portrelerini incelediğimizde de insan yaşamının günümüzden çok farklı olmadığını rahatlıkla görebiliriz. Evet, Devamı …

İngilizler, Sultan’ı Avrupa’da Tutabilir

Mustafa Kemal Paşa Bandırma vapuru ile Samsun’a ayak bastığı 19 Mayıs 1919 tarihinde Paris’ten New York Times gazetesine telgrafla aktarılıp ertesi sabah birinci sayfada yayınlanan haberin başlığıdır bu. Haberin ilk sayfada yer alan özeti aynen şu şekilde:  Paris, 19 Mayıs İngilizler, Konstantinapol’ün Sultan’ın siyasi mülkiyetinde kalmasını önererek, Türkiye’nin tamamen bölünmesine Devamı …

Gücün kaynağı

Bilgi güç müdür gerçekten, Bacon’ın 425 yıl önce söylediği gibi? Orwell’in 1984 adlı eserindeki “Cahillik güçtür” ifadesi bunun en güzel ironilerinden birisidir. O’na göre “Güç bir araç değil, amaçtır”. Gücün amacı ise yine “güçtür”. Bu görüşün temelinde ise muhtemelen Dostoyevski’nin Suç ve Ceza romanında geçen “Güçsüz hiçbir şey olmaz… ve Devamı …

Neyi neden yaptığını bilmek

Geçtiğimiz günlerde buram buram provokasyon kokan bir paylaşım vardı sosyal ağlarda. Sanırım Gaziantep’te, bir kişi kış ayları için belediye tarafından kazılan mezarları videoya çekerek bunu kışkırtıcı sözlerle paylaşıyordu. Neyse ki bahsi geçen şahış kısa sürede yakalanıp göz altına alındı ve art niyetli paylaşım yapan, sabıkalı biri olduğu ortaya çıktı. Yabancı Devamı …

Edison’ın son nefesi

Bu haftaki yazımıza geçen hafta kaldığımız yerden devam etmek istiyorum. Çünkü, bir önceki yazıda Edison ile ilgili önemli bir detayı paylaşmayı unuttuğumu fark ettim. Michigan’da bulunan Henry Ford Müzesi’nde sergilenen en ilginç eser, ağzı parafinle kapatılmış olan bir deney tüpüdür. “Edison’ın son nefesi” olarak adlandırılan bu deney tüpünün ilginç bir Devamı …

Tolstoy, Edison ve Twain

Bu hafta sizlerle teknoloji tarihine ilişkin bazı ilginç anekdotları paylaşmak istiyorum. Başlığa bakarak bu üç ismin ortak noktası ne olabilir diye merak ettiyseniz, hemen okumaya başlamanızı tavsiye ediyorum. Fırsat buldukça ilerleyen haftalarda da benzer paylaşımlara devam edebiliriz. Bu köşede zaman zaman eleştirdiğimiz özçekim (selfie) merakının yeni olmayıp neredeyse iki asırdır Devamı …

Alıştığımızı sandığımız şey

Sanırım 40 yıl kadar olmuştur, ilkokulda sınıfımıza yeni gelen Almancı arkadaşım okul çıkışı beni evine davet etmişti. Almanya’dan dönüş yapmışlardı ve evlerinde o güne kadar hiç görmediğim pek çok şey vardı. Bunlardan en ilginci de şüphesiz televizyonun altında duran ve arkadaşımın söylediğine göre film izlemeye yarayan genişçe bir aygıttı. Tıpkı Devamı …

Şeker de yiyebilsinler

“Ben bu satırları yazarken ileri derece uygarlaşmış insan evlatları tepemde uçup beni öldürmeye çalışıyor. Benimle şahsi bir husumetleri yok, benim de onlarla yok. Tabiri caizse ‘sadece görevlerini yapıyor’lar. Eminim çoğu cinayeti özel hayatlarında akıllarına bile getirmeyecek iyi, namuslu adamlardır. Öte yandan biri hedefi tutturur da beni bombayla paramparça ederse uykusu Devamı …

Gogol ve Instagram

Geçtiğimiz hafta “Teknoloji felsefesine kafa yormak gerek biraz” diye yazdı bir meslektaşım. Bu vesile ile bu köşede sanırım on yıldır kaleme almaya çalıştığım teknoloji odaklı yazıları düşündüm. Yazıların önemli bir kısmının öznesinde sosyal medya yer alırken, nesneyi ise özellikle onu kullanan bireylerin oluşturduğunu fark ettim. Bu yazıların önemli bir kısmının Devamı …