Avcı Toplumundan Süper Akıllı Topluma Değişen Paradigmalar

Teknolojilerin baş döndürücü bir hızla gelişimine paralel olarak insanlık tarihinde aynı paralellikte dönüşümler yaşamaktadır. 21. Yüzyılda dijital dönüşümlerin beraberinde getirdiği; yapay zekâ, büyük veri ve nesnelerin interneti gibi teknolojik unsurların günlük hayatımıza girmesi, toplumsal yaşamımızda da ciddi oranda dönüşümler ve farklılaşmalar yaratmaya başlamıştır.

Aslında bu dönüşüm ve farklılıklar insanoğlunun var olduğundan beri sürmekte ve bundan sonrada sürmeye devam edecektir. Bu dönüşümlerin temelini; insanın bitmeyen arzu ve istekleri, yeniliğe duyulan gereksinim ve kümülatif olarak birbirinin üzerine inşa edilen bilim ve teknolojilerdeki hızlı değişimler ve ilerlemeler oluşturmaktadır.

İlk defa Ocak 2016 yılında Japon hükümeti tarafında dillendirilen Toplum 5.0 veya diğer bir ifadeyle süper akıllı toplum; esasında insanların makine ve robotlarla ilişkisinin en verimli biçimde sağlanmasına yönelik, büyüme ve kalkınmayı amaçlayan, bir toplumsal dönüşüm modelidir. Modelin amacı; yaşam için gerekli olan unsurları bireyler bazında düzenlemek, gerekli miktarlarda ve doğru zamanda ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını sağlamaktır. Bu bağlamda da; yaş, cinsiyet, coğrafya, dil ve kültür farklılıklarına bakılmaksızın, her bireyin yüksek kalitede hizmete ulaşabildiği ve yaşam döngüsünü sürdürdüğü süper akıllı bir toplum yaratmaktır.

Toplum 5.0, Endüstri 4.0’a benzer şekilde nesnelerin interneti, yapay zekâ, büyük veri ve robotik gibi dijital teknolojileri içermektedir.  Ancak Endüstri 4.0’dan farklı olarak odağında yalnızca sanayi üretimi değil; sağlık ve bakım, ulaşım ve güvenlik hizmetleri, tarım, finans, enerji ve gıda üretimi gibi toplumu yakından ilgilendiren konular da bulunmaktadır. Bunlar; her bireyin güvenli bir şekilde yaşayabilmesi için kendi yaşam tarzlarını gerçekleştirilebilmesi, işletmelerin yeni iş modelleriyle verimliliğinin artırılmasının teşvik edilmesi ve bu bağlamda da küreselleşmenin teşvik edilerek; işletmeleri çok uluslu hale gelmesine sağlanması ve tüm bunları organize edecek finansal teknolojilerinin gelişiminin ve uyumunun oluşturulmasıdır.

Toplum 5.0 projesi esasında toplumsal bir dönüşümü sağlamaya yönelik bir paradigmanın harekete geçirilmiş şeklidir. Dönüşümünün temelinde Japonya’da yaşanan ve Japon toplumunun demografik yapısını olumsuz olarak değiştirecek olguların çözümüne yönelik eylemler bulunmaktadır.  Günümüzde Japonya dünyanın en hızlı yaşlanan toplumlarından birisi olması nedeniyle; politik, toplumsal ve nüfus problemleriyle karşı karşıya bulunmaktadır. Yıllar itibariyle düşen doğum oranları, hızla artan yaşlı nüfus sayısı, iş gücü piyasasında kalifiye elamanlara duyulan ihtiyaçlar ve tüm bunların sonunda ortaya çıkan sosyal güvenlik açıkları… Tüm bunlara ilaveten yapılan projeksiyonlarda bu sorunların giderilemeyeceğine yönelik tahminler ve tüm bunlara ilaveten Japon hükümetinin her gün artan finansal ihtiyaçları…

Genel olarak baktığımızda tüm toplumsal dönüşümlerin sancılı olduğu görülmektedir. Bu sancı genellikle; toplumda var olan paradigmaların dışarıdan gelen yeni bir paradigmayla karşılaştığında direnç göstermesidir. Bu süreçte ciddi travmalar yaşanır ve kolay kolay unutulamaz. Travmalar insanların çalışma ve yaşam şekillerinin değişmesinden; sosyolojik ve kültürel dengelerin derinden etkilemesinden kaynaklanır.  Özellikle geri dönüşümü olmayan bu olumsuz olguların etkileri günümüze kadar devam etmektedir.  Örneğin; sanayi devriminin sonucu olarak ortaya çıkan ve rakamsal olarak 3.0 olarak nitelendirilen endüstri toplumu kavramının özellikle iş gücü piyasasında yaratmış olduğu olumsuz etkiler aradan yüzyıllar geçmesine rağmen devam etmektedir. Yine bu süreçler insanların alışkanlıklarını ve günlük yaşamlarına radikal değişimlere yol açmış ve açmaya devam etmektedir. Örneğin, kütüphanelerin yerini arama motorlarının alması, konveksiyonel haberleşmelerin terk edilmesi, geniş ailelilerden çekirdek ailelere geçişin hızlandırılması,  toplumsal yaşamlardan bireysel yaşamlara tercih edilmesi gibi…

İnsanların teknolojiyle uyumunu sağlamak ve teknolojiden en üst düzeyde verim almak olarak tanımlanan 5.0 modelinin başarılı olup olamayacağı zaman içinde kendini gösterecektir. Bu modelin başarısı toplum tarafından özümsenmesine bağlıdır. Bu özümsenme kısa olursa, model amaç olmaktan araç olmaya doğru hareket eder. Eğer özümsenme uzun olursa, toplumu bu modele hazır hale getirmek için uzun süreler gerekebilir.

Japonya Ekonomi Organizasyonu (Keidanren) yayımlamış olduğu bir raporda; Toplum 5.0’ın önündeki engelleri şöyle sıralamaktadır;

  • Hukuk sistemindeki engeller,
  • Nesnelerin dijitalleşmesindeki bilimsel boşluklar,
  • Kalifiye personel eksikliği,
  • Sosya- politik önyargılar, ve
  • Toplumsal direnç.

Bize göre, bunlardan en önemli direnç, toplumun, yapılması istenen dönüşüme direnme istediği ve arzusudur. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, toplumu oluşturan paradigmalar bu dirençte en önemli gösterge olsa da; toplumun gelecek endişesi ve bu endişenin oluşturduğu enerji de olumsuz etki yapabilecektir. Ülkemizde 1926 yılında Tophane limanında yerleştirilen vinçlerin; o yıllarda hamallık yapan kişiler tarafından, işsiz kalacağız endişesiyle denize atılması örnek olarak verilebilir. (Not: bunun ayrı bir hikâyesi vardır. O yıllarda Ford marka otomotivin ülkemizde üretilme planı; bürokrasi, siyaset ve işini kaybedeceği endişesiyle hamallar tarafından nasıl bertaraf edildiğinin hikâyesidir.)

Diğer taraftan, Toplum 5.0 projesi her ne kadar Japonlar tarafından, öncelikle kendi ulusal sorunlarının çözülmesi için geliştirilmiş bir proje olsa da, küresel boyuta taşınması işin diğer bir boyutunu göstermektedir. Projenin “Geleceğin toplumu” tasarımı, dünyada yaşayan tüm insanların özel ihtiyaçlarının birbirine benzemediğinden ve her toplumun sahip olduğu duygu, düşünce ve paradigmalar farklı olacağından, bir bütün olarak uygulanması şimdilik zor görülmektedir.

Sonuç olarak; toplumların sahip olduğu paradigmaların değişimi çok zordur. Yeni bir paradigma bir topluma dayatıldığında, eski paradigmalar direnç gösterecek ve yeni paradigmanın kolay kolay kabulünü engelleyecektir. Bu engel bazen çok uzun süre alabilir. Hele çok sayıda farklı paradigmaya sahip toplumları barındıran dünyamızda, tek bir toplum yaratmak oldukça zor ve çok uzun süre isteyen bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda; süper akıllı toplum projesi bir ütopya mı, yoksa gerçekleşebilecek bir rüya mı, bugün cevap vermek çok zordur.

Prof. Dr. Hayrettin USUL

Kaynakça; İnsanlık Yararına Teknolojik Dönüşüm: Toplum: 5.0 Bilim ve Teknik, Mart 2021; Toward Realization of The New Economy and Society Keidanren, “Reform of The Economy and Society by The Deepening of Society 5.0” Japan Business Federation, Outline – April 19, 2016