Sistem nasıl değişir

Geçtiğimiz hafta bu köşede eğitim sisteminin yenilenmesinin gerektirdiğini ifade etmiştim. Yazıyı okuyan dostlardan birisi “Nasıl yapılacak bu?” diye sordu. Gerçekten de, sistem değişiklikleri her zaman meşakkatli süreçlerdir. Ancak mevzu bahis eğitim gibi milli bir mesele ise her türlü zorluk göz önüne alınarak gelecek nesillerin korunması açısından üzerimize düşenleri yapmakla mükellefiz. Devamı …

Yüksek Faiz mi Yüksek Kur mu?

Türkiye yıllardır, “yüksek faiz – düşük kur” modeli üzerinden gitti.  Faiz için gelen kaynaklar, belki daha düşük kur seviyelerinden; üstelik elde ettiği faiz geliri ile de servetlerine servet katarak ülkeden ayrıldı. Ülke içinde yerleşiklerin bu geliri elde etmesi zengini daha zengin etti. Gelir dağılımında zenginler lehine “sünme” başladı.  Bu durum Devamı …

Bitmeyen Kur ve Enflasyon

“Önünü kış tutmak” bir atasözü olduğu kadar aynı zamanda tedbirli olmayı da öğütler. Havalar gerçekten belirsiz. Yine de tedbiri elden bırakmamak tercih sebebidir.  Balkanlardan gelen soğuk hava dalgasının, Türkiye’nin ılıman iklim üzerine etkisi sert oluyor. Aralık ayı bütün yurtta sert kış şartları var demektir: Türkiye üşüyor… Ekonomi de  böyle!.. Bir Devamı …

Öncelik Enflasyonda

Bunun böyle olacağı belliydi… Enflasyon gelişmiş ülkelerin de sorunu olmaya başladı. Dünya, 2008’den bu yana üstüne yüklenen gerilimi önce maliyet artışı, özellikle petrolden kaynaklanan fiyat artışı; öte yandan pandemiyle de fiyatları tetikleyen bir enflasyon, hayat pahalılığı ve alım gücündeki azalmayı yönetemez hale geldi. 2008’de ne olmuştu? Dünya Mortgage krizi olarak Devamı …

Faizler İndirilirken

Türkiye, Kasım ayında 100bps yapmış olduğu faiz indirimi sonrasında, 20 Aralık haftasına dövizde büyük bir tırmanma ile başladı… 9,60 – 9,80 ₺ seviyesindeki dolar kuru  önce 13 ₺, sonra 16₺  seviyelerine dayandı ki bu durum %60’lık bir değer kaybı ve devalüasyon anlamına gelmektedir. Durum, dövizi olanları sevindiren; sabit ve düşük Devamı …

Biraz Tarih: Dünden Bugüne

Birinci Dünya Savaşı öncesi imparatorlukların sonu gelmişti. En iştah açıcı parça da şüphesiz Osmanlı İmparatorluğu’dur. Savaş 1918’de bitmiş olmasına rağmen,  Devlet-i Aliye’nin çekildiği topraklarda Sevr ile başlayan yıkımın hesabı kapanmamıştı. Bu yüzden düşük yoğunluklu bir savaşın yüz yıla varan  bakiyesi her an masadadır. Birinci Dünya Savaşı öncesi kuzey doğuda güçlü Devamı …

Okumuyoruz

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayınlanan istatistiklere baktığımızda son yıllarda ‘Süreli Olmayan Yayınlar’a ait bandrol satışlarının yıllık 430 milyon civarında gerçekleştiğini görüyoruz. Bu rakamı ülke nüfusuna oranladığımızda kişi başı yıllık ortalama 7 kitap düşüyor ki okumayı sevmeyen bir toplum için bu rakamın biraz abartılı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Kaldı ki, Devamı …