Sanat Olarak Sevmek

İnsan, sevmek ve sevilmek ister. Sevme ve sevilme arzusu insanın önemli eğilimlerinden ve yönelimlerinden biri olmasına rağmen, tek başlarına yetmemektedirler. Sevmek ve sevilmek önemlidir, ama yeterli değildirler. Sevmeyi ve sevilmeyi bir sanat olarak bilmek ve yaşamak önemlidir. Başka bir ifadeyle önemli olan sevmeyi bir sanat olarak bilmektir, yaşamaktır ve yaşatmaktır. Hayatı anlamlı ve değerli kılan değerlerin başında sevmeyi ve sevilmeyi bir sanat olarak yaşama çabasıdır, emeğidir, gayretidir. Hayat, sevmek için gösterilen gayrete aşıktır.

Sevmenin içgüdüsel olduğu, üzerinde konuşulmayacağı ve sevginin gösterilmeyeceği şeklindeki anlayış, çok arkaik, anlamsız ve verimsiz bir anlayıştır. Sevmek bir güdü değil, bir sanattır. Sevgi, üzerinde konuşulacak, tartışılacak, emek sarfedilecek, geliştirilecek ve öğrenilecek bir yetenektir. Sevgi yeteneği, ancak sevme sanatıyla geliştirilebilir, olgunlaştırılabilir ve derinleştirilebilir. Sevgi, bir sanat olmak yerine salt bir bilinçsiz güdü olarak anlaşıldığı için, kadınlar ve erkekler sahici olarak sevgiyi yaşamamaktadırlar. İnsanlar, sevgi açlığı içinde olmalarına rağmen, sevgiyi nasıl tecrübe edeceklerinin farkında değildirler, çünkü sevgiyi bir sanat olarak anlamamakta ve kavramamaktadırlar. Sevgi, bilgiyle, tecrübeyle ve emekle öğrenilecek bir sanattır. Sanat olarak oluşmayan, gerçekleşmeyen ve gelişmeyen sevgi, sevgi değildir.

Sanat, her şeyden önce güzellikle ilgilidir. Sanat, güzel olanı sevmek ve güzelleştirme faaliyetidir. Sevme sanatı, güzel olanın peşinde olmak ve sürekli olarak hayatı, kadını, doğayı, ilişkileri, ilgileri ve günü güzelleştirme çabasıdır. Sevme sanatı, güzel olan için sürekli olarak yeni bir işte olmak demektir. Sevmenin güzellikle ilgisi olmadığını iddia ederek sevmenin salt bir çekicilikten ibaret olduğunu düşünmek büyük bir yanılsamadır. Sevme sanatında asıl olan güzelliktir. Çekicilik, güzellik üstündeki gelip geçici görüntüdür. Güzellik, çekici bir görüntüye sahip olmak demek değildir. Güzellik, çekicilikle özdeşleştirilmeyeceği gibi, çekicilik de güçle özdeşleştirilemez. Sevme sanatı, çekici ve güçlü olmak için çaba sarf etmek değildir. Güzelliğin yaratıcı bir çekiciliğe sahip olması için güzel olanın sürekli olarak olgunlaştırılması, geliştirilmesi, değiştirilmesi ve yenilenmesi lazımdır. Hayata kapılarını kapatan, kerameti kendinden menkul bir şekilde mükemmel, tamamlanmış ve değişmez olduğunu iddia eden her şey, çirkindir, hiçbir şekilde sevmeyi hak etmemektedir. Güzel, mükemmel, tamamlanmış ve değişmez olmak demek değildir. Güzel olan, eksikliklerle dolu, tamamlanmaya ve sürekli olarak değişmeye muhtaç olan insanın ve doğanın bütün durumlarıdır. Doğa ve insan, eksiklikleriyle ve değişmeleriyle güzeldirler.

Sevme sanatı, insanda ve doğada güzel olarak kavranılan her şeye değer vermek, güzeli arzulamak, güzelde doyum sağlamak, güzele hayranlık duymak ve güzel olana bağlı olmayı içermektedir. Sevme sanatı, güzel olanın hikayesini yazmayı, şiirini yazmayı, resmini çizmeyi, heykelini yapmayı, onunla dans etmeyi, müzikalini yapmayı, kısacası sanatın bütün dallarıyla onu anlatmayı gerektirmektedir. Sanat, güzel olanın sadece bir suretini veya imajını yapmaktan ibaret değildir. Sevme sanatı, sevenin ve sevilenin hakikatini sürekli olarak inşa etme çabasıdır. Sevme sanatı, insanın ve doğanın hakikatlerini sürekli olarak kurgulamak suretiyle insanların ve doğanın gerçek doğasını keşfetmemize yeni pencereler açmaktadır.

Sanat açısından hayatımızda güzelliği, çekiciliği, arzuyu, tutkuyu, düşü ve düşünceyi birlikte tecrübe etmemize imkan veren ruhu olan özel varlıklara ihtiyaç duymaktayız. Bir erkek için en büyük yaşamsal zemin, düşe, düşünceye, arzuya, güzelliğe ve çekiciliğe, inanmaya ve umut etmeye esin kaynağı olan bir kadınla hayatı yaşamaktır. Hayattaki gerçek mutluluk, sevmeyi sanat olarak diğer yarımız olan güzel ruhta tecrübe etmektir. Sevme sanatı, hayat, doğa ve insan arasında sanat üzerine kurulu bir bağ inşa etmektedir. Sevme sanatı, hayatı ve kadını sevmek için dünyayı ve doğayı sevmeye koyulmaktır. Sevme sanatının ne olduğunu Nazım Hikmet, şu muhteşem dizelerle tanımlamaktadır:

“Sevmek için yürek, Sürdürmek için emek gerek. Sevgi; ne boğazda, ne mum ışığında yemek yemek. Ne de pahalı bir pırlanta demek. Sevgi; bir lokmada iki mutlu insan demek.”

Sevgiyi sanat olarak yaşamamı sağlayan yaşam pınarımı (Merve’yi) ince bir sanat gibi seviyor ve onu şiirlerin ve mitolojilerin dünyasında en güzel olarak yaşıyorum.

Prof. Dr. Bilal SAMBUR