Teknoloji şirketlerinin karbon ayak izleri

Küresel sıcaklık rekorları ve orman yangınlarının ardından nihayet sonbahara kavuştuk. Ancak İstanbul’da halen barajlar alarm veriyor. Sıcaklıklar pek çok bölgede mevsim normallerinin üzerinde görülmeye devam ediyor. Küresel ısınmanın etkilerini yaşayarak tecrübe etmeye devam ediyoruz.

2021’de dünya çapında rekor düzeyde 36 milyar ton karbondioksit (CO2) emisyonu oluştuğunda, BM’nin IPCC raporlarında dünya sıcaklığındaki 1,5°C’lik artışın yıkıcı etkilerini hafifletmek için karbon kirliliğinin acilen azaltması gerektiğini yazıyordu. Geçtiğimiz yıllarda pandeminin etkisi ile taşımacılık ve havacılık gibi ulaşım sektörlerinde karbon emisyonunda azalma görülmekle birlikte üretim ve perakendecilik sektörlerinde aksi yönde gelişmeler devam ediyordu.

Esasen, verimliliği artırmaya yönelik teknolojik gelişmelerin dünya çapında uygulamaya geçirilebilmesi durumunda endüstriyel enerji tüketiminin %25 oranında azaltılması potansiyeli bulunduğu biliniyor. Hatta, döngüsel bir ekonomi ile dört büyük sanayi sektöründen (plastik, çelik, alüminyum ve çimento) kaynaklanan CO2 emisyonlarını 2050 yılına kadar dünya çapında %40, Avrupa gibi gelişmiş ekonomilerde ise %56 oranında azaltabileceği ifade ediliyor.

Bununla birlikte, her ne kadar karbon emisyonu konusunda ilk akıllara ağır sanayi gelse de, büyük teknoloji şirketlerinin de atmosfere karbondioksit salınımında büyük bir rolü olduğu yadsınamaz bir gerçek. BM raporuna göre teknoloji sektörünün 2021’de dünya karbon emisyonunun yaklaşık % 2-3 civarındaki kısmından sorumlu olduğu anlaşılıyor. Bu oran küçük gibi görülse de, aslında küresel havacılıkla aynı orana sahip olması sebebiyle teknoloji devlerinin sorumluluklarını yerine getirmeleri gerektiği sıkça konuşuluyor.

Alphabet ve Meta gibi teknoloji devleri, daha geniş bir endüstri iş birliğinin parçası olarak emisyonları sıfırlamak için 925 milyon dolar taahhütte bulunarak karbon gidermeye yönelik önemli mali kaynaklar ayırmaya başladıklarını ifade etmişlerdi. Samsung’un, 2050 yılına kadar net sıfır stratejisini taahhüt ederek tüketici elektroniği operasyonlarını karbondan arındırmak için 5 milyar dolardan fazla harcama taahhüdünde bulunduğu biliniyor. Amazon’un kurucu CEO’su Jeff Bezos’un da 2019’da emisyonlarını büyük ölçüde azaltma ve 2040 yılına kadar karbon nötrlüğü sağlama taahhüdü bulunuyor.

Peki, pratikte teknoloji devlerinin karbon ayak izleri ne durumda? Bu sorunun cevabını merak eden Electronics Hub şirketi geçtiğimiz aylarda gerçekleştirdiği bir araştırmada dünyanın en büyük 100 teknoloji şirketinin kurumsal çevre raporlarını inceleyerek bazı ilginç bulguları web sitesinde paylaştı.

Raporda, dünyanın en büyük 27. şirketi olan Samsung’un diğer tüm teknoloji şirketlerinden daha fazla karbondioksit ürettiğine dikkat çekilirken, şirketin 2021’de üretilen 20,1 milyon metrik ton CO₂ ile her yıl 4,3 milyon otomobilin yollarda ürettiği karbon emisyonuna eşdeğer salınımda bulunduğu ifade ediliyor.

Rapordaki bir diğer dikkat çekici bulgu ise “Beş Büyük” teknoloji şirketi (Apple, Amazon, Alphabet, Meta ve Microsoft) arasında Amazon’un 2021’de 16,2 milyon metrik ton CO₂ salınımıyla Samsung’u takip ediyor olması. Yukarda değindiğimiz Bezos’un taahhütlerine rağmen işletmenin karbon ayak izinin 2021’de %18 artış göstermiş olması ise pandemi sırasında tüketicilerin e-ticaret harcamalarındaki artışa bağlanıyor.

Bu değer, Microsoft’un karbon ayak izinin neredeyse 20 katı olmasına rağmen, sadece Microsoft’un ürettiği karbon emisyon değerinin dahi 870 bin metrik tonla ABD’deki Rhode Island’ın nüfusu kadar kirletici olduğu da dikkat çeken bir diğer önemli detay olarak karşımıza çıkıyor.

Bir sonraki yazıda ise sosyal medya başta olmak üzere, İnternet, cep telefonu ve bilgisayar gibi günümüzün vazgeçilmez teknolojilerini kullanan bizlerin oluşturduğu karbon ayak izlerine değinmek istiyorum.

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA