Ehl-i vukuf

Geçtiğimiz hafta birbiriyle alakalı üç haber vardı. Haberlerden en ilginç olanı şüphesiz rüyalarını kontrol etmek için geliştirdiğini iddia etiği çipi beynine takmak için İnternet’ten izlediği videolara bakarak matkapla kafatasını delen Rus ile ilgiliydi. Kafatasını deldikten sonra bir ataç yardımıyla beynine çipi tutturan 40 yaşındaki adam kan kaybını durduramayınca hastanelik olmuş ve son anda yardımına koşan doktorlar sayesinde ölümden dönmüştü.

İkinci haberde İnternet’ten sipariş edilen aparatlarla diş taşlarını evde temizlemenin yaygınlaşması sonucu ortaya çıkabilecek tehlikelerden bahsediliyor. Son haber ise ABD’de İnternet’ten izledikleri videolardan etkilenip medeniyetten uzak hayatta kalmaya çalışan üç kişinin ölümü ile alakalı.

Yukarıdaki haberlerin ortak noktası İnternet’te, özellikle de sosyal ağlarda paylaşılan pek çok içeriğin insanlara faydadan çok zarar verebiliyor olması. Sosyal ağlarda insanlar ölümden başka her şeyin çaresini paylaşıyor. Kimisi her türlü hastalığı (ki buna kanser de dahil) tedavi eden mucizevi karışımları paylaşırken, kimileri zayıflatan kürleri, kimileri leke çıkaran kimyasal bileşenleri, kimileri sevdiğine kavuşturan duaları, kimileri zengin eden yatırım tüyolarını, kimileri de aklınıza bile gelmeyecek saçma sapan şeylerin sırlarını paylaşarak bizleri ihya ediyorlar.

Tek sorun ise, ölümden başka her şeyin çaresini paylaşmalarına rağmen, paylaştıkları şeylerin çoğu zaman insanları ölüme dahi götürebiliyor olması! Sosyal ağlarda bireylerin beğeni, takipçi ya da para kazanma umuduyla uzmanı olmadıkları alanlarda yaptıkları bu paylaşımlara yönelik herhangi bir yaptırımın olmaması ise maalesef ‘ifade özgürlüğü’ olarak tanımlanıyor.

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA