Zahiri* ve Harici Bedhahlar

Kitaplığımda 1984 yılında basılmış ‘Total Recall’ adlı bir kitap var. Kitapta insan beyninin 10 milyar ansiklopedi maddesi depolayabilecek kapasiteye sahip olduğunu yazıyor. Google’a göre bu rakam yaklaşık 2.5 milyon GB veri anlamına geliyor.

İnsan beyni her ne kadar küçük bir alana sıkışmış devasa bir depo olsa da, bu verilerin kullanımı konusunda seçici olması ve rasyonel davranmak gibi bir kaygısı olmaması sayesinde duygusal davranışlar sergileyebildiğimizi söyleyebiliriz.

Yapay zekânın en ciddi eksiklikleri de işte tam bu noktada karşımıza çıkıyor. Hedeflenen amaç(lar)a göre eğitimden geçirilen yapay zekâ, her ne kadar eğitim sürecini kendisi sürdürse bile, “duygu” kavramını taklit etme becerisine dahi sahip değil.

Bunun en güzel örneklerinden birisi de, amacına ulaşmak için kendi operatörünü öldürmeyi tercih eden yapay zekâ ile ilgili güncel bir haberde saklı. Haber kısaca şu şekilde:

Amerikan ordusu tarafından düzenlenen bir sanal testte, yapay zekâ ile kontrol edilen bir insansız hava aracı, misyonunu tamamlama sürecine dışarıdan müdahaleyi önlemek için kendi operatörünü “öldürmeye” karar verdi.

Haberde geçen simülasyon çalışması gerçekten yapıldı mı bilemiyorum. Ancak burada anahtar kelime aslında “misyon”. Diğer bir ifade ile, yapay zekâya (hem de askeri amaçlara yönelik) bir görev verdiğinizde, bunu yerine getirmek için ne gerekiyorsa yapmasını beklersiniz.

Hatta, bahsi geçen testte hedefin önünde bir bebek arabası bulunsa, onu dahi tereddüt etmeden imha edebileceğinden emin olabilirsiniz! O yüzden de savaşlarda yapay zekâ güdümlü robotların kullanımına yönelik çalışmalara yönelik eleştiriler zaten yıllardır mevcut!

İnsani davranışlarının üç ana kaynağı olduğunu söyler Plato; arzu, duygu ve bilgi.

Yapay zekâ ise ihtiyacı olan arzu ve bilgiye sahip ancak Mustafa Sandal’ın meşhur şarkısında söylediği gibi:

Maalesef ruhu yok!

* hakiki olmayan, yapay

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA