Özneleri bir kenara bırakabilmek

Farkında mısınız? Şu günlerde aynı anda hem “Kadına el kalkamaz” hem de “sokak hayvanlarına dokunma” kampanyaları kim bilir kaçıncı defa yoğun bir şekilde gündemde.

Tıpkı zaman zaman gündeme gelen “doktora şiddete sıfır tolerans” ya da “sağlıkta şiddete hayır” farkındalık kampanyalarında olduğu gibi…

Şiddet maalesef gelişmiş ülkeler de dahil olmak üzere dünyanın her yerinde ciddi bir sorun olmayı sürdürüyor. Esasen şiddet dediğimiz orantısız güç kullanımı zayıf olan tarafa yönelik gerçekleştirilen ve hiçbir surette onaylanması mümkün olmayan alçakça bir eylemden başka bir şey değildir.

Şiddetin psikolojik ve sosyolojik sebeplerini elbette uzmanları bizlerden daha iyi bir şekilde açıklayabilir. Ancak, “şiddete hayır” kampanyalarının etkisinin zayıf kalmasının bence çok sayıda sebebi var. Öncelikle başlıkta da belirttiğim gibi bu gibi kampanyaların münferit olması etkisini sınırlı kılıyor.

İnsanlar amasız, fakatsız, koşulsuz bir şekilde bir araya gelip samimi bir şekilde “şiddetin her türlüsüne karşı olduğunu” gösteremediği sürece şiddete olan güçlü tepkiyi verebilmesi mümkün görülmüyor.

Önleyici tedbirlerin başında gelen eğitim sorunu ise maalesef uzun vadede etkisini gösterebilecek bir çaba olduğu için önceliğin kısa vadede caydırıcı tedbirlere odaklanması gerekiyor.

O yüzden de, şiddetin türü ne olursa olsun cezai yaptırımların etkisinin gerçekten suçu önleyici olması gerekiyor. Cezaların en üst limitten uygulanmasına rağmen suç oranlarında önceki yıllara göre azalma olmuyorsa, mevcut yaptırımların etkili olduğunu söyleyebilmek mümkün müdür?

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA