Devrim niteliğinde bir buluş! Segway

O kadar abartılı bir şekilde yüceltiyorlar ki ‘Metaverse’ kavramını, aklıma bundan 20 yıl önce abartılı bir kampanya ile piyasaya çıkan Segway’in hikayesi geldi. Kısaca anlatayım ki, bir sonraki yazımızda Metaverse’e ilişkin kısa bir değerlendirme yaparken bu bilgilere ihtiyacımız olabilir…

2001 yılının Ocak ayında, gazete manşetlerinde dikkatleri çeken önemli bir teknoloji haberi vardı. Genç bir girişimci, New Hampshire’daki laboratuvarında dünyayı değiştirecek inanılmaz bir buluş geliştirmişti. İnsanların ilgisini çekmek amacıyla bu gizli buluşun ne olduğu hakkında bilgi verilmiyordu ancak Apple’ın kurucularından Steve Jobs bu buluşun “kişisel bilgisayar kadar önemli” olduğunu söylerken, Amazon’un kurucusu Jeff Bezos ise onu “devrim niteliğinde bir buluş” olarak niteliyordu.

Tüm dünyanın merakla beklediği bu icat Aralık 2001’de törenle açıklanıp insanlar iki tekerlekli hantal bir scooter ile karşılaşınca ciddi hayal kırıklığı yaşanmıştı. (Bu arada ‘scooter’ kelimesini ‘skutır’ olarak Türkçeleştirdiler ama çeviriyi Türkçe bulmadığım için scooter olarak kullanmaya devam etmek istiyorum.)

Kod adı ‘ginger’ olan bu icat 2002 yılında piyasaya Segway adı altında 5 bin dolar fiyat etiketi ile çıktığında ikinci hayal kırıklığı da yaşanmış oldu. Teknolojik olarak ne kadar gelişmiş özelliklere sahip olursa olsun, bu pahalı ürünün şehir içi ulaşım alışkanlıklarını değiştirme ihtimali bulunmuyordu!

Gerçekten de, hedeflenen haftalık 10 bin birimlik satış rakamlarının aksine, ilk altı yılda toplam satış rakamı 3 haftalık hedef olan 30 bin sınırını bile aşamamıştı. Müşteriler ise hedef kitleyi oluşturan bireyler değil, havaalanı, park vb. alanlarda kullanılmak üzere satın alan güvenlik şirketleri gibi işletmelerdi.

2015 yılında yayınlanan bir raporda Segway’in bu başarısızlığının ardındaki temel sebep “teknolojik sıkıntılar değil, toplumsal beklentileri karşılayamaması” olarak ifade ediliyordu. Oldukça etkileyici bir denge mekanizmasına sahip olması ve her koşulda dik kalabilmeyi başarmasına rağmen, kaba ve ağırdı, pahalıydı ve garip görünüyordu.

Ürün piyasaya çıkmadan önce yere göre sığdıramayan Steve Jobs ve Jeff Bezos, takip eden yıllarda ağız birliği etmişçesine bu kez ürünü yerden yere vurdular. Bezos’a göre ürün zaten baştan ölü doğmuştu. Jobs ise ürünü tasarım ve güvenlik açısından eleştiriyordu. Ürünün şekli “yenilikçi, zarif ve insani unsurlar taşımıyordu ve oldukça geleneksel” bir tasarıma sahipti. Daha da önemlisi “Stanford’daki aptal bir çocuk Ginger kullanarak kendine zarar verir ve daha sonra İnternet’te makinenin berbat olduğunu duyurursa, şirket batardı.

Ürün her ne kadar olağanüstü denge mekanizmasına sahip olsa da, ürünün piyasaya çıkışının hemen ardından 2003’te ABD başkanı Bush’un tatil için gittiği Maine’deki evinin bahçesinde Segway’den düşerken görüntüleri basına yansımıştı bile!

Takip eden yıllarda çok sayıda şöhretin Segway kazası haberleri ile karşılaştık. Örneğin, ITV program sunucusu Piers Morgan, 2007’de düşerek üç kaburgasını kırmış, şov programı sunucusu Ellen DeGeneres, 2010 yılında şovunun bir bölümünü çekerken düşmüş, 2015’te Dünya Atletizm Şampiyonası’nda, Segway kullanan bir kameraman, Pekin’deki 200 metrelik yarışı kazandıktan sonra zafer turu atan Jamaikalı sprinter Usain Bolt’u yere devirmişti!

Kayıtlara geçen en kötü Segway kazası ise şüphesiz 2009 yılında Amerika merkezli bu şirketi satın alan İngiliz iş adamı James Heselden’in 10 ay sonra Yorkshire’deki malikanesinin yakınında trajik bir şekilde Segway’den düşüp uçurumdan aşağı yuvarlanarak hayatını kaybetmesi olayıdır.

Son yıllarda tüm dünyayı etkisi altına alan e-scooter’lar karşısında kan kaybeden ürüne olan talebin yetersizliğinden yakınan üretici firma, 2020 yılında ürünü piyasadan çekme kararı aldı. Ar-Ge faaliyetlerine 100 milyon dolar harcanan bu proje kapsamında toplam 140 bin civarında ürün satılabilirken, sadece 2018 yılında satılan e-scooter sayısının bile 1 milyonun üzerinde olduğunu hatırlatmakta fayda var…

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA