Socrates, Galileo ve Metaverse

Geçtiğimiz hafta, Ankara’nın Altındağ Belediyesi tarafından müze haline getirilen Ulucanlar Cezaevi’ni gezme imkânım oldu. Farklı ideolojik görüşlerde çok sayıda tanınmış ismin düşünce suçlarına bağlı olarak kaldıkları koğuş ve zindanların yanı sıra idamların gerçekleştirildiği darağacı yakın tarihimizin acı hatıralarını solumayı sağlıyor.

Esasen, insanlık tarihinin her dönemi çoğunluğun ya da güç sahiplerinin benimsemediği farklı düşünce ve görüşlerin hoşnutsuzlukla karşılandıkları örneklerle dolu. Bu konuda en eski ve en etkileyici örneklerden birisi de şüphesiz Socrates’in idamıdır diye düşünüyorum. Hak etmediği iddialarla suçlanan ihtiyar filozof, etkileyici bir savunma yapmasına rağmen suçlu bulununca hapis veya sürgün gibi hafifletilmiş cezaları kabul etmek ya da öğrencilerinin firar önerilerini kabul etmek yerine zehri kendi elleriyle içmeyi tercih ederek önemli bir mesaj vermiştir.

Socrates’in vasiyeti niteliğindeki son sözleri ise daha da ilginçtir:

Asklepion’a bir horoz borcumuz var, dostlar ödemeyi unutmasın sakın.

Asklepion’u tıbbın simgesi olan meşhur yılan dolamış asasından tanırsınız. Apollon’un oğlu olan Asklepion mitolojide tıp ve sağlık tanrısı olarak bilinir. Tedavi etme ve iyileştirme dışında önemli bir özelliği daha vardır ki o da ölülere can verip onları diriltmesidir ki bu özelliği Zeus’u kızdırarak kafasına şimşek atıp öldürülmesine sebep olmuştur.

Socrates’in son nefesini vermeden önceki bu vasiyeti sıradan bir adak olmanın ötesinde susturulmaya çalışılan öğretilerinin kendisi öldükten sonra yeniden yaşatılabilmesine yönelik önemli bir mesaj niteliğindedir.

Platon da bu vasiyeti yerine getirebilmek için neredeyse tüm eserlerini onun ağzından kaleme alarak ardından hiçbir yazılı eser bırakmayan Socrates’i ölümsüzleştirmeyi başarmıştır.

Yazının başında da değindiğimiz gibi, aradan geçen 2,400 yıl boyunca benzer örnekler hep yaşandığını ve hatta içinde bulunduğumuz dijital çağda dahi bu durum değişmediğini görüyoruz. Sosyal ağlarda toplumsal, dini, siyasal, hatta sağlık ve spor ile ilgili konularda bile farklı görüşlerdeki kullanıcılar diğerleri tarafından susturulmaya çalışılıyor.

Hatta, geçmişin sürgün ve zindan cezaları yerini ‘dijital izolasyon’a bırakmış durumda. Tıpkı Engizisyon Mahkemesi’nin Galileo’yu ömür boyu ev hapsi ile cezalandırdığı gibi sosyal medya şirketleri de pek çok siyasetçinin sosyal ağlara erişimini süresiz olarak yasaklayarak sözde savunduklarını iddia ettikleri düşünce özgürlüğünün sınırlarını yine kendilerinin çizdiklerini açıkça ortaya koyuyor.

O yüzden de, şu aralar çokça sözü edilen metaverse evreni ile ilgili çok fazla hayallere kapılmamanızı tavsiye ederim…

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA