İyileştirme mi değişim mi?

Eğitim sistemi baştan aşağı değişmeli diye paylaşımda bulunmuşsun ama yanılıyorsun.” diye söze başladı bir dostum.

Neden?” diye sordum.

En iyi sistem sahip olduğun sistemdir de ondan.” diye cevap verdi ve ekledi:

Denize açılırken bindiğin tekne ne kadar eski olursa olsun, emektarın ne gibi sorunlar çıkarabileceğini bildiğin için öncesinde ona göre hazırlığını yaparsın. Oysa ki, daha önce kullanmadığın bir tekneyle avlanmaya çıkarsan, ilk fırtınada nelerle karşılaşacağını asla bilemezsin…

Bu yorumu duyduğumda aklıma Aristoteles’in bir kitabında anlattığı tilki ile kirpinin hikayesi geldi. Nehri geçmeye çalışırken suda sürüklenerek kayaların arasındaki ağaç dallarına sıkışan tilkinin üzerine bir kene sürüsü toplanmış. Suyun kenarından durumu gören bir kirpi tilkinin durumuna acıyarak sırtındaki keneleri kovmasını isteyip istemediğini sormuş. Kirpinin bu teklifini reddeden tilki şu cevabı vermiş: “Sırtımdaki keneler kana doydular, artık kanımı emmiyorlar. Ama sen onları kovarsan yerine başka keneler gelip kalan kanımı emerek beni öldürürler.

Yukardaki örneklerde de görüldüğü gibi, geleceğe yönelik belirsizlikler çoğu zaman sistem iyileştirme süreçlerine yönelik en önemli kaygıların başında gelmektedir. Yeni bir maceraya atılarak beklenmeyen sorunlarla karşılaşma riski karşısında karar vericiler genelde mevcut sistemi tüm aksaklıklara rağmen iyileştirici revizyonlardan geçirip acil görünmeyen sorunları halının altına süpürmeyi tercih ederler. Oysa ki, geçici çabaların kısa vadeli kazanımlarına rağmen uzun vadeli olumsuz etkileri onarılması güç sıkıntılara yol açabilmektedir.

Eğitim konusuna dönersek, üniversite giriş sınavlarında baraj puanların kaldırılması gibi gazete manşetlerine “üniversite adaylarına müjde” başlığıyla yansıyan revizyonların eğitim sistemi açısından gerçekten de sevindirici sonuçlar mı doğuracağını yakın gelecekte yaşayarak göreceğiz.

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA