Yargı dağıtanlar

Yazılarımda elimden geldiğince popüler sosyal medya jargonundan uzak durmaya çalışsam da, bugünkü yazıyı en güzel bu başlığın ifade edeceğini düşündüm. Sosyal ağlarda kendi çevrelerine ördükleri duvarlar arasında yarattıkları sahte dünyalarında kadim bilgilere sahip olduklarını zanneden bir grup insandan bahsediyorum…

Okumayan, araştırmayan, üretmeyen, devşirdikleri komplo teorileri sayesinde kâinatın sırlarına hâkim olduklarını sanan bu insanlara sosyal ağlarda bolca rastlayabilirsiniz.  Örneğin, Covid-19 onların uzmanlık alanıdır. Aşıların gizli etken maddeleri, insanlara enjekte edilen mikroçipler, 5G’nin asıl amacı, kripto paralarla oluşturulmaya çalışılan yeni köle düzeni, dünyayı yöneten ailelerin daha nice hain planları… en ince ayrıntısına kadar vâkıf oldukları konular arasındadır.

En güncel ilgi alanları ise ‘metaverse’ kavramı olmuştur yargı dağıtanların.  Mal bulmuş mağribi gibi atladıkları metaverse’in ne halt olduğunu hemen çözüvermişlerdir. Dünyayı yöneten güçlerin kendilerine direnen aşı karşıtlarını ele geçirmek için uyguladıkları bu şeytani plan ile bir kez metaverse ile tanışan insanlar bir daha ondan kopamayacak, onların istedikleri gibi davranan yaşayan ölülere döneceklerdir.

O yüzden de acilen bu yeni teknolojiye karşı sosyal ağlarda insanları bilinçlendirmek zorundadırlar. Komik olan şey ise, asıl içinde bulundukları tehlikeyi göremeden yargı dağıtmaya devam etmeleridir. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan güncel verilere göre yetişkinlerin mobil cihazların küçücük ekranına bakarak geçirdiği süre 5 saate ulaşmış durumda. Diğer bir ifade ile, metaverse’in hayatımıza girmesini beklemeden halihazırda sosyal ağların kullanıcılarını bağımlı hale getirmeyi başardığını dahi göremeyen bir gruptan bahsediyoruz.

Bu gerçeği bir kenara koyarak, doğru bilgiyi araştırmak yerine dezenformasyon kaynaklarından derledikleri komplo teorileri ile sosyal ağlarda yargı dağıtan bireylerin diğerlerini etkileyerek verebileceği zararı bundan yaklaşık 2400 yıl önce Platon’un ‘Phaidros’ adlı kitabında Socrates’in ağzından aktardığı sözlerle ifade etmeye çalışalım:

İyiyi ve kötüyü bilmeyen bir hatip, kendisi kadar bilgisiz bir kent bulduğu zaman eşeğin gölgesini at gölgesi diye överek değil de, kötüyü iyi diye överse, ve halkın çoğunun düşüncelerini iyice inceledikten sonra onları iyiyi değil kötüyü yapmaya ikna ederse, hitabet yeteneği ektiği bu tohumlardan nasıl bir ekin biçer?

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA