Gözetlenmenin dayanılmaz cazibesi

Bir süredir teknoloji gündeminin en dikkat çekici haberlerinin başında İsrail’de geliştirildiği ifade edilen ‘Pegasus’ adında bir casusluk yazılımı geliyor. Pek çok ülkede terörle mücadele adı altında çok sayıda siyasetçi, gazeteci vb. kişinin telefonlarına erişilerek telefon görüşmeleri ve sosyal ağlardaki hesaplarının takip edildiği iddia ediliyor. Merkel ve Macron en ciddi tepkiyi veren liderler olarak dikkat çekiyor. Detaylar ortaya çıktıkça yaşananların vahameti daha da netleşecek, ancak şimdiden ‘Cambridge Analytica’ skandalından daha ciddi bir olay olduğu rahatlıkça söylenebilir.

Geçtiğimiz hafta Forbes dergisi tarafından paylaşılan ciddi bir teknolojik casusluk haberi daha vardı. Ancak ilginç bir şekilde o haber ulusal medyada gündeme gelmedi. Haberde FBI’ın Stingray adı verilen bir teknolojiden yararlanarak hareket halindeki araçları nasıl gözetlediği anlatılıyor. WiFi donanımına sahip araç içi navigasyon ve eğlence sistemleri üzerinden bu teknolojinin belirli bir alandaki araçlarda bulunan tüm cihazları kendisine bağlanmaya zorlamak için bir baz istasyonu gibi çalışan sanal bir ağ oluşturduğu ifade ediliyor.

Peki gözetlenme haberleri bizi artık neden çok fazla şaşırmaz oldu?

Bu sorunun cevabı da yine geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir araştırma bulgularında gizli.

İngiltere merkezli araştırma şirketi YouGov tarafından gerçekleştirilen araştırmaya göre, ülkedeki yetişkinlerin çoğu cep telefonlarının dinlendiğine ve bu bilgilerin hedefe yönelik reklamlar sunmak üzere topladığına inanıyor. Hatta, araştırmaya katılanların üçte ikisi belirli bir ürün hakkında yüz yüze sohbet ettiklerinde dahi cep telefonlarına o ürüne ilişkin reklamlar geldiğini ifade ediyor.

Asıl tehlike de bu noktada başlıyor zaten. Geçmişte tepki gösterdiğimiz şeyleri kanıksamaya başladık. Artık gözetlenmeyi bile umursamayacak düzeyde kabulleniş içerisindeyiz!

Daha önceki bir yazımızda ifade etmeye çalıştığımız gibi Orwell’in gözetim toplumundan, Huxley’in gözetlenmekten haz duyan toplumuna doğru hızla ilerliyoruz…

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA