Zaman falcılık zamanı

Daha önceki bir yazımızda “iktisatçılar ile falcılar arasında ne fark vardır” konusunu ele almış ve detaylı olarak incelemiştik. O yazımızda derdimizi tam olarak anlatamamışız ki, falcılık almış başını yürümüş ve kocaman (?) bir sektör haline gelmiş. Anladık ki zaman falcılık zamanı olmuş ve falcı sayısı da talebe bağlı olarak geometrik olarak artmaya başlamış.

Önce şunu belirtelim. Falcı olmak için okur yazar dahi olmaya gerek yok. Yeter ki alıcın olsun. Açarsın bir Youtube kanalı; sosyal medyada yaparsın reklamını, eski falcılarla ilişki kurup, onlardan da reklam  desteği alırsın ve işi bitirirsin. Müşteri sıkıntısı zaten yok, potansiyel müşteriler zaten aç ve muhtaçlar. Sallamış olduğun yüzlerce palavradan bir tanesi tesadüfen tutar, onun üzerinde tepinirsin ve önünü açarsın. Artık sen çok iyi falcısın.

Yüksek lisans sınavında bir öğrenci, kendisinin Youtube kanalı olduğunu, sermaye piyasası analizleri yaptığını ve hatırlı sayıda abonesi olduğunu söylemişti (Sayıyı hatırlayamadım). Biz de kendisine cebindeki telefonu kullanabileceğini belirterek; Bitcoin’in teknik analizini yapmasını istedik. Tahtaya benim ve arkadaşların anlamadığı (bırak teknik analizi), analizle hiç ilişkisi olmayan bir şeyler yazdı ve anlatmaya başladı. Öğrenci o kadar ustaca sallıyordu ki, inanmamak elde değildi! Bu analizleri öğrenmek için hangi kitapları okuduğunu sordum; hiç kitap okumadığını, Youtube kanallarını izleyerek öğrendiğini söyledi. Jüri üyelerinden bir arkadaş, matematik bilip, bilmediğini sordu; lise ve üniversitede zor geçtiğini belirtti. Peki dedim, kendisinin her şeyi bildiğini ve neden yüksek lisans yapmak istediğini sordum. Cevap harikaydı; bu piyasada var olmam için diplomaya (bilgiye değil) ihtiyacım var (dürüst adammış).

Yüksek lisans dersindeyiz. Falcıları tartışıyoruz. Öğrencinin birisi Twitter’dan paylaşılmış bir mesaj gösterdi. Mesajda falcının birinin; arkadaşlar lise öğrencisi bir kardeşimiz Youtube kanalı açtı, borsa analizleri yapıyor, abone olmayı unutmayın ifadesi yer almaktaydı. Dikkatinizi çekerim, ‘Lise öğrencisi’! “Hocam” dedi, “öğrenci kanalı açayım mı?”; “açma” dedim. Bende yüksek tansiyon var! Yine bir başka Twitter mesajında da; “ben üniversitede okurken paranın zaman değerini anlayamıyordum; şimdi kendi kanalımda analiz yapıyorum.” yazıyor… Allah’ım aklımı koru!

Gelelim sadede. Daha önce ifade etmiştik. Analiz ciddi bir iştir. Birikim ve bilgi ister. Analitik zekâ ve sentez yapabilecek yetenek ister. Dünyayı takip etmek ister. İster de ister… Çok sayıda parametreyi kullanarak, modelini kurar ve yol haritasını belirler. Sadece tek parametreye bakarak analiz yapılmaz. Yapılırsa da onun adı “analiz” değil, “falcılık” olur.

Faiz oranlarının devlet talimatıyla düşürülmesinden sonra (bu talimatın sonucunu yaşamaya başladık ve daha da yaşayacağız) tasarruf sahipleri birden sermaye piyasalarını fark etti. Çok sayıda küçük yatırımcı borsaya saldırdı. Bu durum (çok büyük çoğunluğun bilinçsizce borsaya saldırmasının sonucu) kendilerine analizci diyen falcıların türemesine yol açtı. Özellikle “finansal okuryazarlık” adı altında eğitimler başladı. Baktılar ki, bu işte güzel para var ve müşteri de hazır, bilen bilmeyen herkes nasibini aramaya başladı. Bu eğitimlerin amacı esasında kişilere temel düzeyde finans bilgisi vermek olmasına rağmen, iş artık borsa analizlerine doğru yol aldı.

Özelikle ahalinin aklında her zaman yer alan ve her fırsatta önüne gelene sordukları “Dolar veya Bitcoin ne olacak” sorusuna cevap vermeye başladılar. Öncelikle şunu söyleyelim; analizci “Yıl sonunda Dolar şu fiyata çıkacak veya inecek” nokta atışı yapıyorsa, tekrar ediyorum, bunun adı analiz değil, falcılıktır! Bunun kimin yaptığı önemli değildir. Bu kişi bir akademisyen de olabilir. Gerçek bir akademisyen Dolar kuru tahmin etmez. Etse de paylaşmaz. Eğer, nokta atışı olarak bu tahminleri yapıp, paylaşıyorsa veya satıyorsa o kişi akademisyen etiketi altında tüccarlık yapmaktadır. Binlerce tahmin yapıp, birisi tesadüfen tuttuğunda; onun üzerinde tepinip, kendilerini çok iyi pazarlamaktadırlar. Tabi bu pazarlama faaliyetleri diğer falcılarla iş birliği yaparak gerçekleşir.

Peki analizci tahmin yapmaz mı? Tabii ki yapar. Analizci gelecek tahminini yaparken, “yapılan tahmin benim varsayımlarıma göredir. Varsayımlar değiştiği takdirde bu analiz tutmayabilir.” açıklamasını yapmak zorundadır. Bu varsayımlar ise; analizcinin mesleki bilgi ve tecrübesine, bilgi birikimine, aldığı eğitime ve yeteneğine bağlı olarak değişebilir. Dolayısıyla A’nın yaptığı varsayım ile B’nin yaptığı varsayım birbirinden farklıdır. Çünkü sosyal bilimlerde tek doğru yoktur, laboratuvar insanlar ve davranışlarıdır. Bu nedenle A ve B’nin tahminleri aynı ise, bu analiz değil falcılıktır.

 Sonsöz; sermaye piyasalarında falcılık her zaman vardır ve var olacaktır. Unutmayın siz kaybetseniz bile, falcılar her zaman kazanacaktır…

Prof. Dr. Hayrettin USUL