Çin’in nüfusu azalırsa ne olur?

Geçtiğimiz günlerde Çin ile ilgili çok fazla dikkat çekmeyen iki haber vardı. Bunlardan birincisi, sıfır Covid politikasını terk ettikten sonra ilk defa koronavirüs verilerini yayınlayan Çin’de bir ay içerisinde yaklaşık 60 bin kişinin Covid-19 nedeniyle öldüğünün açıklanmasıydı. Diğer haber ise uzunca bir süredir nüfus artış hızı yavaşlama trendinde olan Çin’de  nüfusun 62 yıl sonra ilk kez 850 bin kişi azaldığına ilişkin yayınlanan rapor ile ilgiliydi.

Bazı uzmanlar, bu iki haberin birbiri ile ilişkisi olup olmadığına dair yorumlarda dahi bulundular. Wuhan’da görülen ilk vakadan beri Covid-19 ölümlerine ilişkin istatistikleri yayınlamaktan kaçınan ülkenin nüfusunun bu yıl 1 milyona yakın azalmanın pandemi sonucu ölümlerle ilişkili olabileceğine ilişkin yorumlar söz konusu olmakla birlikte, doğum oranındaki artışın bu durumdaki etkisinin göz ardı edilmemesi gerekiyor.

2016 yılında hükümetin otuz yılı aşkın süredir uygulanan ‘tek çocuk’ politikasını hafifleterek ailelerin iki çocuk sahibi olmasına izin vermesinin ardından 2021 yılında çocuk limitini üçe çıkarmıştı. Buna rağmen, çoğu çiftin ekonomik sebeplerle halen bir çocuk sahibi olmaya devam ettiği, kırsal kesimde ise çocuk sayısının ikiyi geçmediği ifade ediliyor.

Yukarıda da bahsettiğim gibi, Çin nüfusunda bu yıl yaşanan azalış, esasen 1960’ların başında Mao’nun başarısızlıkla sonuçlanan ‘Büyük İleri Atılım’ projesi sonucu ortaya çıkan  ve tahminen otuz milyon insanın ölümüyle sonuçlanan kıtlıktan bu yana görülen ilk nüfus azalışı olması açısından önem taşıyor.

Nüfus artış hızındaki yavaşlama bu şekilde sürerse, projeksiyonlara göre gelecekte her yıl bir yandan çalışma çağındaki yetişkin sayısı 5 ile 10 milyon arasında azalırken, diğer yandan 5 ile 10 milyon civarında emeklilik yaşına ulaşmış yaşlı vatandaşın ekonomiye ciddi bir yük doğuracağı düşünülüyor. Öngörüler ayrıca 2050 yılına gelindiğinde yeni doğumların dip seviyelere inerek, nüfusun yaklaşık 100 milyon azalması sonucunda 1 milyar 313 milyon civarına kadar gerileyeceğini gösteriyor.

Çin’in yaşanan demografik krizin bizi çok fazla ilgilendirmeyeceğini söyleyebilme şansımız ise maalesef yok. Bugüne kadar her ne kadar sürekli dünya çapında artan insan nüfusunun kaynakların sürdürülebilirliği açısından yarattığı tehlikeleri konuşuyor olsak da, Çin nüfusunda yaşanması beklenen ciddi azalışın yeni bir kriz olarak küresel ekonomiye yansıyacak olan olumsuz etkilerini göz önüne alarak şimdiden gerekli tedbirleri almaya başlamamız gerekiyor.

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA