Faizler İndikçe

Önce FED faiz indirimi beklentisi, sonrasında Avrupa Merkez Bankası (ECB) ile devam eden faizlerde indirimler piyasalar açısından derhal fiyatlandı. Dolar endeksinin Ekim 2024 itibariyle 100 puan seviyesinin altına dahi inmesi; emtia fiyatlarındaki,  artış beklentilerin ne ölçüde hızlı fiyatlandırıldığını göstermektedir. FED’in ilk faiz indirimi, kötümser iktisatçıların olumsuz değerlendirmelerinin aksine, 50 baz puan olarak gerçekleşti. Yıl sonuna kadar 100 baz puan indirim beklentisi beklentilere uygun gerçekleşmiş bulunmaktadır. 

Haliyle ABD Merkez Bankası’nın 50 baz puanlık ilk faiz indirimini, resesyona karşı ön alma olarak değerlendirenler de az değildi. Piyasanın bir yanda enflasyonun inmesine yönelik beklentisi, sıkılaştırma ile oluşan daralmada işsizlik sorununun oluşmayışı piyasalara güveni arttırdı. Yine de finans piyasaları bu aşırı sıkılaştırmayı sevmedi. İflaslar konkordatolar devam ediyor. FED piyasaları fonlama yoluna gidebilir.

FED’in para politikasına düzen vermek, iş gücü piyasasını korumak, adına faiz oranlarını düşürmeye başlamasını yumuşak iniş olarak açıklayanlar oldu ama… İşin bir de ama kısmı var.

ABD ekonomisi ve hazinesi yüksek borçluluk sebebiyle daralmakta. İşletmeler finansmana ulaşma güçlüğü çekiyor. Bu yüksek faizlerin sürdürülebilirliği yok. İşletmeler sıkışmış vazıyette. Bunun bir borç krizi ve borç ödeme döngüsünün kırılması ile zincirleme sorunlar yaşatması muhtemel görünüyor.

ABD tahvillerinin getirisinin düşmesi piyasalarda ters tepebilir. Durgunluk böyle dönemler için arzu edilen bir durum değildir. FED faiz oranlarını böylesine yükseltmekle, borç seviyeleri de artmaya başladı. Borcun ödenmesi için bile gerekli olan yeni fonlar borç yükünün için çıkılmaz bir hale dönüşmesinde etkili olmuştur.

Tarih boyunca finansal krizlerde fonlara ulaşım tıkandığında ekonominin de yükü artacaktır. Bu durgunluğa karşı FED’in faizleri daha agresif bir şekilde indirmeye zorlanacağını ihmal etmemek gerekir. Hem faiz indirimi hem enflasyonla mücadele ABD ekonomisi için tahvil ihraçlarını zorunlu hale getirebilir.

Düşük faiz, piyasanın ihtiyaç duyduğu fonlara erişimini kolaylaştıracaktır. Ancak bu parasal genişlemenin fiyatlar genel seviyesine etkisini azaltacak yeni enstrümanlara ihtiyaç duyulacaktır. Faiz indirimleri bu sıkı dönemin tam tersine sıfıra yakın seviyelere kadar da inebilir.

TCMB Başkanı Fatih Karahan, iki ay önceki Reuters röportajında, “Sıkılığı koruyarak verilerin ve beklentilerin dezenflasyon patikamız doğrultusunda oluşmasını bekleyeceğiz. Henüz bu doğrultuda kat edecek mesafemiz olduğunu düşünüyoruz” diyerek indirim beklentilerini ötelemişti. Hatta sadece düşen enflasyon değil aylık bazda düşk enflasyonu üst üste görmek istediklerini söylemişti.

Piyasa sıkılaşmasına sıkılaştı, enflasyon baz etkisi sebebiyle de olsa geriledi. Ama Türkiye’de politika faizi %50’den %47,5’e indirildi.. Enflasyon ise hâlâ faizin üzerinde. Dolayısıyla faiz ve reel faiz ilişkisi bakımından faiz indiriminin temkinli devam edeceği söylenebilir. Enflasyon verileri doğrultusunda, reel faizi de dengeleyecek biçimde, 2025 başında bir indirim daha gelebilir. 

İbrahim Attila ACAR