Sosyal medya ve dikkat dağınıklığı

Önceki haftalarda, günümüzde pek çok insanın çoklu görev davranışları olarak da adlandırılan eş zamanlı olarak birden fazla görevi gerçekleştirdiğine ya da gerçekleştirmeye çalıştığına değinmiştik. Bu hafta, konuyu dikkat dağınıklığı perspektifinden değerlendirmeye devam edeceğiz.

Günlük hayatımızda dikkat kaynaklarımızı farklı faaliyetlere seçici olarak tahsis ederiz. Ancak, daha önce de değindiğimiz üzere, çoklu görevlerin genellikle en az biri ya da tümü birden daha az dikkat gerektiren aktivitelerden oluşmaktadır. Çünkü, yerine getirdiğimiz görevlerden biri alışılmadık veya zor olarak adlandırabileceğimiz eylemlerden oluşuyorsa, ‘kontrollü işlem’ adı verilen, bilişsel kaynaklara yoğun bir şekilde ihtiyaç duyan o işleme öncelikli olarak odaklanma ihtiyacı duyarız. Bu gibi görevlere odaklanan bireylerin eş zamanlı olarak diğer davranışlara ayırabileceği bilişsel kaynaklar ise oldukça sınırlı olacaktır.

Her sabah rutin olarak işe giderken takip ettiğimiz bir rotada araba kullanmak gibi eylemleri tekrar tekrar gerçekleştirdiğimizde otomatik işlemler gelişir. Bu gibi davranışlara dikkat kaynaklarımızı daha az ayırdığımız için, rutin bir rotada araç kullanırken bluetooth gibi kablosuz teknolojiler sayesinde aynı anda telefonla da rahatlıkla konuşabiliriz.

Aynı anda bu iki görevi yerine getiren bir sürücü, önünde bir anda duran araca çarpmamak için telefonla konuşmayı keserek dikkatini birdenbire tamamen araba kullanmaya verecektir. Otomatik işleme olarak adlandırılan bu gibi durumlarda, dikkat daha önemli göreve tahsis edileceği için, aşina olduğumuz görevler arasında anlık dikkat geçişler aynı anda farklı işlemleri gerçekleştirmemizi mümkün kılmaktadır.

Dikkatimizi dağıtan unsurlar ise iç ve dış kaynaklardan gelişine göre iki ana grup altında toplanabilir. Yukarıdaki araç örneğinde, trafikte anlık olarak fren yapmamıza sebep olan durumdaki gelişme ‘dışsal dikkat’ olarak adlandırılır ve genellikle bizim dışımızdaki bir uyarıcı tarafından yönlendirilir. Ders çalışırken cep telefonuna gelen bir bildirim de benzer bir şekilde dışsal olarak dikkatimizi bölen bir uyarıcı olarak karşımıza çıkmaktadır.

Asıl konumuzun sosyal medyanın dikkat dağınıklığına ve buna bağlı olarak performansa etkisi olduğunu düşünürsek, bağımlılığa de sebep olan ve içgüdüsel olarak dikkatimizi en çok dağıtan unsurların başında gelen içsel dikkate özellikle değinmemiz gerekiyor. Çünkü, belirli bir görevi yerine getirirken sosyal ağlarda gezinmek için ara verme dürtülerimize yenik düşmemiz ‘içsel dikkat’ olarak adlandırılan unsurlardan kaynaklanmaktadır.

Günlük yaşamımızda, çoklu görevler arasında odaklanmamızı sağlayan kontrollü işlemler ile iç ve dış uyaranla yönlendirilen dikkat arasında sürekli bir müzakere halindeyiz. Herhangi bir eylemi gerçekleştirirken, bir yandan ilgili görevi tamamlamaya çabalarken, diğer yandan da sosyal medya bildirimleri gibi dış etkilere veya sosyal ağlara girmek gibi içsel dürtülerimize maruz kalırız.

Sonraki yazılarda, iç ve dış etkenlere bağlı olarak gelişen dikkat dağınıklığı sonucu ortaya çıkan odaklanma sorunlarına kaldığımız yerden devam edelim.

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA