Robotaksi

Bundan tam 2 ay önce ABD’nin San Francisco şehrinde otonom araçların 7/24 taksi hizmeti vermesine onay verilmişti. ‘Robotaksi’ olarak da adlandırılan bu araçlar şimdilik iki farklı şirket tarafından hizmet vermeye devam ediyor ve bu ay itibariyle kapsamlarını genişleterek daha fazla araçla, daha fazla bölgede faaliyet göstermeye başlayacak.

Sürücüsüz araçların doğuracağı potansiyel tehlikelere karşı bu uygulamaya karşı çıkan pek çok kişi ve kuruluş ise robotaksilerin faaliyetlerini protesto etmeye devam ediyor. Gerçekten de, geçtiğimiz ay İnternet kesintisi sonucu bu araçların yollarda kalmış olmasının yanı sıra, çeşitli yaralanmalı kazalara karışmaları “otonom araçlar gerçekten güvenli mi?” sorunun sürekli gündemde kalmasına sebep oluyor.

Otonom araçların bölgede 55 kez yangınla mücadele araçlarının yolunu kestiği, ambülansların geçiş üstünlüğü açısından tehlike yarattığı ve son 4 yılda sadece Tesla’nın araçlarının otonom sürüş esnasında ülke çapında 736 kazaya ve 17 ölüme karıştığı ifade ediliyor.

Resmi istatistiklere baktığımızda ise durum biraz daha farklı. Otonom araçların toplam trafikte geçirdiği süre ile bu araçların sebep oldukları ya da etkilendikleri ölümlü ve yaralanmalı kaza sayılarının oranına baktığımızda, insanlar tarafından kullanılan araçların sebep olduğu kazalara göre daha güvenli oldukları görülüyor. Bu konuda geçtiğimiz ay Waymo’nun bir kasko şirketi ile birlikte yayınladığı ortak raporda, bu araçların insanlardan daha az riskli seyahat ettiklerini istatistiklerle gösteriliyor.

Ayrıca alkol kullanımı, yorgunluk ve dikkat dağılması gibi kazaya sebebiyet veren unsurların otonom araçlar açısından söz konusu olmaması sebebiyle, otonom araçların daha güvenli oldukları savunuluyor. Nihayetinde, otonom araçların karıştıkları kazaların önemli bir kısmında kazaya karışan diğer aracın sürücüsünün hata oranının yüksek olması da bir başka dikkat çeken nokta.

Bununla birlikte, robotaksilerin ülkede bu kadar hızlı yaygınlaşmasına izin verilmesini erken bulan uzmanları asıl endişelendiren husus ise standartların henüz yeterince hazır olmaması ile ilgili. Esas itibariyle, bir bireyin araç kullanabilmesi için yetkinliğini ispatlayabilmesi, yani cüzdanında taşıyacağı bir ehliyete sahip olabilmesi gerekiyor. Kullanılacak araç türüne bağlı olarak zorunlu sürüş eğitimi ve başarılı olunması gereken sınavlar bu yetkinliğin en temel şartları arasında geliyor.

Uzmanlar, otonom araçlar söz konusu olduğunda ise otonom sürüşe ilişkin kuralların ve otonom araçların sahip olması gereken standartlara ilişkin düzenlemelerin otoriteler tarafından herhangi bir şekilde tanımlanmamış olması sebebiyle, şu an trafiğe çıkan robotaksilerin her birinin ehliyetsiz robotlar tarafından kullanıldığına işaret ediyorlar.

Bu durumun sebebi ise otonom araçlara yönelik federal yazılım güvenliği test standartlarının bulunmaması. Ülkede, trafiğe çıkan her araçta bulunan cam silecekleri, hava yastıkları, emniyet kemerleri ve aynalar gibi her türlü donanım için standartlar tanımlanmış olmasına rağmen, bir otonom araçta bulunması gereken standartların tanımlanmamış olması gerçekten oldukça ciddi bir eksiklik olarak düşünülüyor.

Kamu Hizmetleri Komisyonu tarafından robotaksi şirketlerine sürücüsüz olarak yolcu taşıma izni verilmesi için “ilgili araçların faaliyet gösterecek olan şirketler tarafından test edildiğine ve araç üreticileri tarafından bu araçları çalıştırmanın güvenli olduğuna makul bir şekilde karar verdiğine ilişkin beyanlarının” yeterli olması kamuoyunun endişe ve eleştirilerinin başlıca sebebini oluşturuyor.

Hatırlarsanız, dronların yaygınlaşması sonucu hava güvenliği ve kontrollü uçuş ve taşımacığın sağlanabilmesi için hızlı bir şekilde dron operatörlüğüne ilişkin düzenlemeler ülkemiz de dahil olmak üzere tüm dünyada hızlı bir şekilde gerçekleştirilmişti. Ancak, uzunca bir süredir test edilmesi ve resmen kullanıma izin verilmesine rağmen araçlarda otomatik pilot kullanımına ilişkin düzenlemelerin bulunmaması bu endişeleri haklı çıkarıyor.

Bu konudaki kişisel görüş, öngörü ve önerilerimi ise sonraki yazılarda paylaşmak istiyorum.

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA