Doğal zekâ

Geçtiğimiz hafta bu köşede yapay zekânın sahip olduğu bilginin sınırları bağlamında düşünüldüğünde, kritik karar verme ve uygulamaya dayalı mesleklerde kullanımının sakıncalı olacağına değinmiştik.

Kaldığımız yerden devam edelim. Karar verme ve uygulama süreçlerinde dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da yapay zekânın algılama, yorumlama ve eylemde bulunma konularında ne kadar hassas davranabileceğine yönelik endişelerdir.

Medyada son günlerde yer alan bazı haberler üzerinden örnekler vermek istiyorum. Geçtiğimiz günlerde ABD’de üç boyutlu yazıcı hizmetleri sunan bir firmada bulut sisteminde sebebi bilinmeyen bir sorundan dolayı gece saatlerinde tüm yazıcılar kendiliğinden çalışmaya başlayıp bir gün önceki siparişlerin aynısını tekrar ürettiği açıklandı.

Yine ABD’de son zamanlarda bazı eyaletlerde tam da sürücüsüz (otonom) taksi faaliyetlerine onay verildiği günlerde San Francisco’da yaşanan geniş çaplı İnternet kesintisi sebebiyle otonom taksilerin bir anda yollarda kalarak trafiği altüst ettiğine ilişkin ciddi haberler manşetlere taşındı.

Son bir örnek daha vereyim. Sosyal medyada geçtiğimiz günlerde paylaşılan bir görüntüde, bir pikabın arkasına asılan patenli gençler, aracı takip etmekte olan Tesla tarafından “aracın önünde hareket halindeki yayalar” olarak algılanarak uyarı sistemi devreye giriyor. Tesla’nın otomatik pilot özelliğinden kaynaklı ölüm ve yaralanmalarla sonuçlanan kazalara ilişkin sorgulamaların da halihazırda devam ettiğini hatırlatmakta fayda var.

Özetle, yapay zekâya yönelik araştırma ve yatırımların son yıllarda gerçekten ciddi anlamda ilerleme kaydettiği doğrudur. Ancak henüz olgunluk aşamasına ulaştığını söyleyemeyeceğimiz yapay zekâ uygulamalarına ulvi misyonlar yüklemek çok fazla anlam ifade etmiyor.

Sonraki yazılarda, konuyu verimlilik ve sürdürülebilirlik ekseninde de irdelemekte fayda görüyorum.

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA