Çok da şey etmemek lazım

Bu hayatta bir hiçbir şeyden korkmamalı, sadece onları anlamaya çalışmalıyız.

Bu sözler uranyum ile yaptığı deneyler sonucu radyoaktiviteyi keşfeden Marie Curie’ye ait.

Günümüzde pek çok alandaki teknolojik gelişmeleri esasen Curie’nin anlamaya çalışma cesaretine borçluyuz!

Geçtiğimiz hafta bu köşede, yapay zekâ konusunda her kafadan çıkan farklı sözlerin insanlarda kafa karışıklığına sebep olduğuna değinmiştim.

Yine, geçen haftaki yazımda İngiltere başbakanının yapay zekâ konusunda en önemli endişelerinin ulusal güvenlik olduğunu belirttiğini yazmıştım.

Aynı hafta İngiliz medyasında karşıma çıkan iki ilginç haber daha vardı.

Bunlardan birisi, ülkede muhalefet tarafından dile getirilen, yapay zekâ uygulamaları geliştirmek isteyen araştırmacıların tıpkı ilaç ve nükleer enerji alanlarında olduğu gibi özel lisansla kontrol altına alınması gerektiğine ilişkin haberdi. Diğer bir ifade ile, her önüne gelen yazılımcının devletin özel izni olmadan yapay zekâ uygulaması geliştirmemesi gerektiğini ifade ediyordu gölge kabine bakanlarından birisi.

Aynı hafta içinde, kendi başbakanları ve muhalefetin aksi yönde fikir beyan eden teknoloji bakanı ise en kötü senaryoya odaklı distopik korkular yüzünden yapay zekânın sunduğu avantajların göz ardı edilmemesi gerektiğine işaret ederek, kötü olasılıklara odaklanıp yapay zekânın bilimsel araştırmalara olan katkısının önünü kesmeyin diye uyarıyor.

Gördüğünüz üzere, bu tartışmalar uzun süre devam edecek.

Kestirip atmak için henüz çok erken.

O yüzden, çok da şey etmemek lazım!

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA