“Twitter, Inc. olarak hizmet ettiğimiz misyon, herkese anında fikir ve bilgi oluşturma ve paylaşma gücü vermektir. İşimiz ve gelirimiz her zaman bu misyonu, özgür ve küresel bir sohbeti iyileştirecek ve bundan hiçbir şey eksiltmeyecek şekilde takip edecektir.”
Yukarıda, Twitter’ın web sitesinde yer alan misyonu yer alıyor.
Özetle yatırımcılarına diyorlar ki; Twitter’ın varlık amacı dünyanın neresinde olursanız olun, özgürce fikirlerinizi paylaşabileceğiniz bir platform oluşturmaktır.
Oysa ki, Elon Musk’ın Twitter’ı satın aldıktan sonra ifşa etmeye başladığı yazışmalar ve gizli belgeleri yakından takip ediyorsanız, şirketin bugüne kadar hiç de misyonuna uygun bir şekilde sınırsız kullanıcılarına fikir özgürlüğü sunmadığını görmüş olmalısınız.
Şirket tarafından Biden ile ilgili haberlere uygulanan sansür, Trump’ın hesabının süresiz olarak kapatılma süreci ve ideolojik ve siyasi sebeplerle pek çok kullanıcının gizlice kara listeye alınarak engellendiğine ilişkin ciddi iddialar içeren bu ifşalar şirketin gerçek yüzünü göstermesi açısından önem arz ediyor.
Senelerdir gerek bu köşede, gerekse konuşma imkânı bulduğum her ortamda; Twitter da dahil olmak üzere sosyal ağların tümünde sadece biz sıradan kullanıcıların değil, siyasi figürlerin bile ‘teknoloji baronları’nın müsaade ettiği oranda fikir özgürlüğüne sahip olduğumuzu iddia eden birisi olarak bu haberler beni çok fazla şaşırtmadı.
Şunu da belirtmek isterim ki, Musk’ın gelişi ile Twitter fabrika ayarlarına dönüp ifade özgürlüğünün merkezi haline gelme ihtimali bulunmuyor! Elon Musk’ın böylesine önemli bir güç merkezini demokrasinin beşiği yapmak için satın aldığını düşünmek için henüz çok erken…
Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’da ifade ettiği gibi:
“Güç ancak güçle elde edilir.”