Alıştığımızı sandığımız şey

Sanırım 40 yıl kadar olmuştur, ilkokulda sınıfımıza yeni gelen Almancı arkadaşım okul çıkışı beni evine davet etmişti. Almanya’dan dönüş yapmışlardı ve evlerinde o güne kadar hiç görmediğim pek çok şey vardı. Bunlardan en ilginci de şüphesiz televizyonun altında duran ve arkadaşımın söylediğine göre film izlemeye yarayan genişçe bir aygıttı.

Tıpkı evlerimizdeki teypler gibi içine yerleştirilen büyükçe bir kaset ile çalışan bu alet bana çok ilginç gelmişti. O güne kadar belirli saatlerde yayın yapan tek kanallı (uzaktan kumandasız) siyah beyaz televizyonlarda (nadiren de sinemada) film izleyebilen bir nesil için istediği zaman kendi evinde film izlemeyi sağlayan böyle aygıt ile tanışmaktan şaşırtıcı ne olabilirdi?

Neyse ki o aygıt çok hızlı bir şekilde ülkemizde popüler hale gelmeyi başardı. Beta kasetlerle hayatımıza giren video oynatıcılar VHS kasetlerle uzunca bir süre evlerimizin ayrılmaz bir parçası olmayı başardı.

90’ların ortalarında yurtdışında ilk kez DVD oynatıcılar ile tanıştığımda da benzer şaşkınlığı yaşamıştım. Koskoca film küçücük bir CD’nin içine nasıl sığardı?

Teknoloji öyle hızlı gelişiyor ki, şaşkınlıklarımızı çabuk atıyoruz üzerimizden.  Öyle hızlı alışıyoruz ki yeni teknolojilere, Netflix’in 3.5 milyon ücretli üye ile liderliği koruduğu ülkemize daha 2.5 ay önce giren Disney+ üye sayısının 2 milyonu geçtiğine ilişkin haberler bizi şaşırtmıyor bile.

Bu köşeyi yazmama sebep olan şaşırtıcı haber ise İngiltere’de faaliyetlerine devam eden son 10 DVD kiralama mağazalarında birisinin 40 yıl hizmet verdikten sonra kapanmaya karar vermiş olmasıydı. Yaklaşık 40 yıl önce video kaset kiralayarak faaliyete başlayıp takip eden yıllarda DVD kiralayarak geçimini sağlamaya devam eden mağazanın sahibi nihayet teknolojiye yenildiğini kabul ederek faaliyetlerine son vermeye karar vermiş. Şaşırtıcı olan şey ise o mağazanın kapanıyor olması değil, dijital yayın platformlarına karşı direnerek bugüne kadar ayakta kalabilmeyi başarabilmiş olması.

Dijital devrimi öylesine hızlı ve hatta sindiremeden yaşıyor, teknolojiyi hayatımıza öylesine temelsiz inşa ediyoruz ki alıştığımızı sandığımız şey aslında kazandıkça kaybetmeye mahkûm olduklarımızdan fazlası değil…

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA