E-turistler & Lavanta Bahçeleri

Bazı şeyler belirli bölgelerle özdeşleşmiştir. Baklava deyince akla hemen Gaziantep gelir mesela, incir deyince Aydın, pamuk deyince de Adana… Gül deyince ise istisnasız herkesin aklına Isparta gelir. Eskiden halı ile de anılırdı Isparta ama zamanla el halıcılığı yok olmaya yüz tutunca ne yazık ki bu eşleşme artık çok fazla kişinin aklına gelmiyor.

Yukarıda bahsettiğim eşleşmelerin çoğunlukla tarihten gelen bir geçmişi vardır. Bir anda oluvermemiştir. Ancak bazı eşleşmeler oldukça yenidir, turizm ve Antalya’nın eşleşmesi yaklaşık 40 yıllık bir süreçtir mesela.

Benzer bir eşleşme daha var ki çok daha yeni olmasına rağmen hafızalara çoktan yerleşti! Lavantadan bahsediyorum, lavanta deyince artık akıllara hemen Isparta geliyor. Isparta’nın Kuyucak köyünde son yıllarda turistlerin gözdesi haline gelen lavanta bahçeleri şehrin gülden sonraki en meşhur markası olmayı oldukça kısa bir zamanda başarmış oldu.

Bu başarı, bölgede ve ülke çapında pek çok lavanta bahçesinin kurulmasına da öncülük etti ki, bu durumun gerek turizm, gerekse çorak arazilerin tarıma kazandırılması bakımından önemli bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Çünkü çok fazla bakım istemeyen ve daha az suyla yetişebilen bu aromatik bitki kozmetikten alternatif tıbba kadar pek çok alanda da kullanılabilmesi sayesinde oldukça değerli.

Lavanta’nın az bilinen bir başka faydası da lavanta bahçelerinin bulunduğu bölgelerde sadece bu bitkilerden bal toplayan arılar sayesinde gerçekleştirilen organik lavanta balları ile karşımıza çıkıyor.

Her yıl Haziran ayının ortalarında renklenmeye başlayan lavanta bahçelerini ziyaret edenler sosyal medya hesaplarında paylaşmak üzere çok güzel fotoğraflar çekebiliyor ki yaz aylarında çok sayıda düğün fotoğrafının bu bölgede çekildiğine şahit olabilirsiniz. Elbette sadece fotoğrafla da kalmıyor, ziyaretçiler çeşitli hediyelik lavanta ürünlerini de köylüler tarafından bahçelerin önünde kurulan stantlardan makul fiyatlarla satın alma şansına erişiyor.

Bu konuda değinmek istediğim bir diğer nokta ise bu girişimleri dijitale dönüştürebilen yöre halkının sadece ziyaretçilere değil, bölgeyi ziyaret etme şansı bulamayanlara da İnternet ortamında lavanta ürünlerini ulaştırabiliyor olması. Bu durum her alanda dijitalleşen ülkemiz açısından oldukça önemli. Çünkü, tüketicilerin dijital ortamda alışveriş alışkanlıklarını bir sonraki boyuta taşıyarak büyük ölçekli e-ticaret platformlarının dışındaki satıcılardan da alışveriş yapabilmesi, çiftçi ya da küçük esnaf gibi kısıtlı koşullarda dijital hizmet sunmaya çalışan satıcılara da güven duyulmaya başladığının önemli bir göstergesi olarak kabul edilebilir.

Bu konuda, benim de bir akademisyen gözüyle yakından takip ettiğim lavantacifatih web sitesini başarılı bir örnek girişim olarak gösterebiliriz. Hasat sonrası sitede satışa sunulan lavanta balı ve diğer lavanta ürünlerinin oldukça kısa bir sürede tükenmesi üreticilerin ürünlerine fiziksel pazarlar arama çabalarını da en aza indirmektedir.

Bu gibi dijital girişimlerin sayısı arttıkça hem üreticiler memleketin neresinde olursa olsun doğrudan tüketicilere ulaşabilecek, hem de rekabet ve fiyat avantajı sayesinde tüketicilere farklı alternatifler arasından tercih yapabilme çeşitliliği sağlanabilecektir.

Son olarak metaverse çılgınlığının giderek arttığı şu günlerde meta evrende arsa arayanlarını sürdüren bireysel yatırımcıların er ya da geç e-turistlerin ilgisini çekmesi muhtemel olan Kuyucak bölgesinde yer alan lavanta bahçelerinin bulunduğu alanları (halen satılmadıysa) takibe almalarını tavsiye edebilirim. Çünkü, sanal alemde asıl şey değer arz eden şeyin yaşadığınız bölgenin fiziksel evrendeki koordinatlarından çok, diğer insanların gerçek hayattaki ilgisini çekebilecek olan konumların bulunduğu ortamlar olduğunu unutmayın…

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA