Edison’ın son nefesi

Bu haftaki yazımıza geçen hafta kaldığımız yerden devam etmek istiyorum. Çünkü, bir önceki yazıda Edison ile ilgili önemli bir detayı paylaşmayı unuttuğumu fark ettim. Michigan’da bulunan Henry Ford Müzesi’nde sergilenen en ilginç eser, ağzı parafinle kapatılmış olan bir deney tüpüdür. “Edison’ın son nefesi” olarak adlandırılan bu deney tüpünün ilginç bir hikayesi var.

Edison ölüm döşeğinde son nefesini verirken yanında bulunan oğlu, babasının ölümünün ardından başucundaki deney tüplerinden birisinin mühürleyerek geçmişte babasının yanında baş müfettiş olarak çalışan sevgili dostu Ford’a hediye eder. Böylelikle babasının odada yayılan son nefesi sembolik olarak da olsa bir deney tüpünde hatıra olarak muhafaza edilebilecektir.

Tarihe mal olmuş isimlerden kalan en ilginç şeylerden birisidir bu. Diğer bazı ilginç örnekleri de paylaşmak istiyorum. Peygamberimizin sakal-ı şerifleri bir peygamber vücudundan günümüze kadar ulaştığına inanılan tek fiziksel emanettir. Budist inancına göre M.Ö. 5. yüzyılda yaşadığına inanılan Buda’ya ait olduğuna inanılan dişler ise Sri Lanka’da sergileniyor.

Kronolojik olarak baktığımızda günümüze kadar ulaşan en eski insan uzuvlarının ise Galile’ye ait olduğun söyleyebiliriz. 1642 yılında ölen Galile defnedilmeden önce üç parmağı ve bir dişi vücudundan ayrılmış. Bu parmaklardan birisi Floransa Bilim Tarihi Müzesi’nde sergileniyor.

1821’de ölen Napolyon, hayatta iken saçlarından hatıra olarak çok sayıda kişiye hediye eden bir şöhret olduğu için günümüzde astronomik ücretlerle saçlarının zaman zaman satıldığına ilişkin haberlere rastlıyoruz. Napolyon’un ölümünün ardından yapılan otopsi sonrası genital organı kesilerek saklanmış. 1927 yılında New York’ta Fransız Modern Sanatlar Müzesi’nde sergilenen bu uzuv, 1977’de bir kolleksiyoner tarafından satın alınarak günümüze kadar muhafaza edilmiş.

Napolyon’dan altı yıl sonra ölen Beethoven’ın mezarı ise 1863’te otopsi için açıldıktan sonra kafatasının bazı parçaları eksik olarak mezarına yerleştirilmiş, o parçaların ilerleyen yıllarda iade edildikten sonra mezarlıkta sergilendiği ifade ediliyor.

Suikaste kurban giden ABD’nin ilk başkanlarından olan Lincoln’ün kafatası parçaları da ABD’de bir müzede sergilenen vücut parçaları arasında.

İkinci dünya savaşı deyince aklıma gelen üç isim var. Bunlardan Hitler’in intihar ettikten sonra yakılan cesedinden kalan vücut parçaları arasında kimliğini tanımlamak için ulaşılan dişleri, linç edilen Mussolini’nin beyni ve Einstein’ın otopsisi esnasında 46 dilime ayrılan beyninin bazı parçaları müzelerde sergilenen kalıntılar arasında yer alıyor.

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA