Geçtiğimiz hafta, sosyal ağların insanlarda davranış bozukluklarına sebep olduğuna yönelik yaygın inanışın aksine, aslında davranışsal bozuklukları ortaya çıkmasını sağlayan platformlar olduklarını yazmıştım. Esasen bu konuda yazılacak çok şey var, ancak bu haftaki köşemizde dijital dünyaya yönelik bu gibi önyargılı görüşlerin temelini oluşturan bazı hususlara değinmek istiyorum. Bu hususlardan birincisi, uzmanların Devamı …
Çin’den Avrupa’ya; hatta ABD’ye gün geçmiyor ki kapanan ya da iflas eden şirket haberleri gelmemiş olsun… Piyasalar jeopolitik riskler, yükselen enerji maliyetleri, inmeyen enflasyon, düşürülmeyen faizlerin, artan lojistik maliyetlerin etkisi altında. Her birisi için pek çok neden söylenebilir elbette. Ama bir gerçek var ki “Piyasalar gerilimi sevmiyor.” Zaten ortamı germek Devamı …
İnsanın koruması, geliştirmesi ve olgunlaştırması gereken en önemli boyutu, ruh sağlığıdır. Ruh sağlığı olmadan, bireysel, biyolojik, sosyal iyilik halimizi korumak mümkün değildir. Doğru, iyi ve güzel olduğunu sandığımız inançlar, alışkanlıklar, değerler, hurafeler ve kalıplar, aslında ruh sağlığımızı çürüten, körelten, yozlaştıran ve atıl kılan sahteliklerdir. Sanat, ruh sağlığımızı ve bireysel iyilik Devamı …
Geçmişte televizyon izlemenin gözleri bozduğuna dair bir inanış vardı. Göz hekimleri ise bunun aksini ifade ederek, televizyonun gözlere zararı olmadığını, televizyonu yakından izleme ihtiyacının aşırı izlemekten değil, görme bozuklukları sebebiyle ortaya çıktığı için aslında televizyonun görme sorunlarının teşhisine destek olduğunu ifade ediyorlar. Benzer durum sosyal medya için de geçerli. Sosyal Devamı …