Şeytanın pabucu olsa

Geçtiğimiz hafta Wall Street Journal gazetesi tarafından bir Facebook dosyası yayınlandı. Ulusal basında da bazı bulgularına kısmen değinilen bu araştırma farklı başlıklardan oluşuyor. Şirketin gizli araştırma raporları, çalışanların çevrimiçi yazışmaları ve üst yönetime sunulan sunum taslakları dahil olmak üzere pek çok dahili Facebook belgelerinin gözden geçirilmesine dayanan bu rapordaki başlıklara kısaca değinmekte fayda görüyorum.

İlk başlık Facebook tarafından oluşturulan ‘dokunulmazlar’ grubu ile ilgili. Facebook her ne kadar kullanıcıların tümünün birbiri ile eşit olduğunu, kuralların tüm kullanıcılar için esnetilmeden uygulandığını iddia etse de, 6 milyonun üzerinde ‘onaylı hesap’ kullanıcısından oluşan kurallardan muaf, gizli bir elit tabaka oluşturulduğu ifade ediliyor. Yapılan incelemelerde, sanatçı, siyasetçi ve fenomen gibi çok fazla takipçisi olan bu kullanıcıların gizlilik, taciz, ayrımcılık, nefret vb. paylaşımlarda bulunmasına göz yumulduğu ortaya çıkmış.

Daha da vahim olan ikinci başlıkta ise Facebook tarafından yapılan bir araştırmanın Instagram’ın onlu yaşlardaki kız çocuklarının ruh sağlığını olumsuz etkilediğine dair sonuçlar elde edilse de, araştırma bulgularının gizlendiği ifade ediliyor. Genç kızlarda kendi yaşam stilleri ve bedenlerine yönelik olumsuz duygular yaşamaya sebep olan Instagram paylaşımları yüzünden anksiyete ve intihar düşüncesi gibi duygular ortaya çıktığı bulgularına ulaşan raporun sızmasının ardından bir paylaşım yapan şirket araştırmanın sınırlı bir kullanıcı grubu üzerinde yapılması sebebiyle dikkatle araştırmalara devam ettiklerini açıkladı. Şirketin reklam gelirlerinin önemli bir kısmını oluşturan kullanıcıların %40’ını gençlerin oluşturduğu düşünüldüğünde, bu gibi olumsuz bulguların hasıraltı edilmesi pek de şaşırtıcı sayılmaz.

Üçüncü başlıkta, platformun sosyal paylaşımları arttırmak ve daha nezih bir ortam yaratmak için 2018’den itibaren gerçekleştirdiği düzenlemelerin sosyal ağı daha da huzursuz ve gergin bir ortama çevirdiği, şirket çalışanları ise bunun sebebinin kullanıcılar ağı terk etmemesi için Zuckerberg tarafından pek çok değişikliğin uygulamaya sokulmasına izin verilmemesi olarak görüldüğü ifade ediliyor.

Dördüncü başlık, Facebook Çalışanları tarafından uyuşturucu kartelleri ve insan kaçakçılarının hesapları işaretlendiği halde, ortaya çıkan belgelerde bu hesaplara yönelik yaptırımlar konusundan şirketin tepkilerinin yetersiz kaldığı ifade ediliyor. Enteresan bir şekilde, bu haberin yayınlandığı günlerde bir başka gazetede tesadüfen karşıma çıkan bir haberde Instagram’da iki buçuk milyon takipçisi olan sosyal medya fenomeni Hushpuppi’nin FBI tarafından dünyanın en yüksek profilli kara para aklayıcılarından biri olarak kabul edildiği, kurduğu ‘çete’ ile birlikte siber soygunlar yapan ve kara para aklayan bu kişinin 20 yıl hapis cezasıyla karşı karşıya olduğu yazıyor.

Son başlıkta ise Facebook tarafından aşı karşıtı paylaşımlarla mücadele edildiği ifade edilse de, aktivistlerin Facebook’un kendi açıklarından yararlanıp insanları aşılardan uzak tutarak aşılama sürecine zarar veren paylaşımlarda bulunduğunu ortaya konulmuş.

Wall Street Journal gazetesinde yer alan bu başlıklara ilave olarak aynı gün New York Times gazetesinde öyle bir haber vardı ki, manşete baktığımda şaka olduğunu düşünmekten kendimi alamadım! Haberin başlığı olan “Facebook ‘yanlış bilgilendirme’ üzerine çalışan araştırmacılara yanlış bilgi verdi” öylesine anlamlı ki, üzerine söyleyecek bir şey bulamadığım için köşeye bu manidar başlığı vermeyi tercih ettim…

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA