Dezenformasyonla savaş

Perşembe gecesi, saat 22 suları… Dersler bitmiş, evde çayımı yudumlarken bir yandan da telefonda gün içerisinde biriken kandil mesajlarını cevaplıyorum. O esnada bir meslektaşımın WhatsApp hesabından bir ses kaydı geliyor. İletilen sesli mesajı dinledikten sonra dezenformasyon olmasını ümit ederek bu bilgilerin doğru olup olmadığını soruyorum arkadaşıma. “Sanırım doğru” diyor arkadaşım.

Yüreklerimizi dağlayan şehit haberini ilk kez o ses kaydı ile almış oluyorum! Hemen haber sitelerine göz atıyorum ancak o saate kadar yayınlanmış tek bir haber bile göremiyorum İnternet’te. Resmi sitelerde de hiçbir bilgi yok… Merak içinde Twitter’da küçük bir arama yaptığımda ise benim gibi çok sayıda kişinin, sosyal ağlarda dolaşan söylentilerin doğruluğunu sorgulamak için arayış içinde olduğunu görüyorum.

Takip eden bir saat boyunca meydanı boş bulan ve bu fırsatı değerlendirmek isteyen bazı provokatörlerin arşivlerdeki görseller ve sahte haberlerle sosyal medya kullanıcılarına dezenformasyon pompalamaya başladıklarına da şahit oluyorum. Bir süre sonra sınıra yakın ilçe devlet hastanelerinden birisinin kapısının önünden görüntüler düşmeye başlıyor Twitter’a, ama hâlâ yetkili hiçbir kaynaktan bilgi akışı gerçekleşmiyor.

Ümitleniyorum, belki de bu acı haberler sahtedir diye düşünüyorum, devletin hiçbir şekilde paylaşımda bulunmamasına güvenerek… Takip eden zaman dilimi içinde maalesef devlet büyüklerinin acil toplandığı haberi geliyor Ankara’dan. Hemen ardından da valilikten peşpeşe güncellenen ve yürekleri dağlayan şehit sayısına yönelik açıklamalar…

Takip eden saatlerde ise sessiz sedasız İnternet kesintisi başlıyor. Sosyal ağlara erişim önce yavaşlıyor, sonra da tamamen kesiliyor. Her zaman olduğu gibi, erişim kesintisi dezenformasyon kaynaklarına ciddi bir engel teşkil etmiyor, çünkü VPN’ler üzerinden faaliyetlerine devam ediyorlar. Durumdan haberdar olmayan ve kısmen WhatsApp ile iletişime devam edebilen vatandaşlar ise uzunca bir süre sadece WhatsApp üzerinden edindikleri kısıtlı ve muhtemelen gerçek dışı bilgilerle yetinmek zorunda kalıyorlar…

Her zaman söylediğim gibi, dezenformasyon ile savaşta en kolay ancak en etkisiz yöntemlerden birisidir erişim engelleri. Çünkü yetkili kurumların bireylerden gerçekleri sakladığı izlenimi yaratır ve bireylerin dezenformasyon kaynakları tarafından sunulan sahte bilgilere inanmasına sebep olur. Dezenformasyonun ortaya çıkmasını ve yayılmasını önlemenin en doğru yolu ise güncel bilgileri resmi kanallardan zamanında ve düzenli olarak paylaşarak kullanıcıların riskli kaynaklarda bilgi arayışına son vermekten geçer.  Bunu gerçekleştiremediğimiz sürece benzer sıkıntıları yaşamaya devam edeceğiz…

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA