iPhone vergisi

Geçtiğimiz günlerde bir süredir beklenen iPhone 12 tanıtımı nihayet gerçekleştirildi. Eski tasarıma dönüldüğü görülen iPhone 12’ler vergiler ve artan döviz kurları yüzünden ülkemize geldiğinde oldukça yüksek fiyattan satışa çıkacak. Üstelik şarj aleti ve kulaklığa da ayrıca ücret ödemek gerektiği düşünüldüğünde insan sormadan edemiyor:

Bir insanı oldukça pahalı yeni bir telefona sahip olma konusunda motive eden unsurlar neler olabilir?

Yeni iPhone’a tasarım açısından baktığımızda tatmin edici bir yenilik görülmüyor.

Önceki modellere göre daha iyi performans sağlamakla birlikte günlük hayatımızda gerçekten daha hızlı ve daha güçlü bir telefona ihtiyaç duymamızı gerektirecek (bazı ülkelerde kullanılmaya başlayan 5G teknolojisi dışında) ciddi bir gelişme de mevcut değil.

Esasen iPhone’a olan ilginin temelinde Apple ürünlerine olan müşteri bağımlılığının yüksek olması geliyor. Apple’ın diğer ürünlerinde olduğu gibi iPhone ile oluşturduğu prestij cihazı imajı 13 yıldır başarılı bir şekilde uygulanıyor.

Bu yüzden de, müşterilerin en son modele geçiş yapabilmek için sattıkları eski iPhone’larının değeri ile yeni telefonun bedeli arasındaki fiyat farkı ‘Apple vergisi’ olarak adlandırılıyor.

O yüzdendir ki, 1976 yılında kurulan Apple 42 yıl sonra 2018’de ABD’de piyasa değeri $1 trilyonu aşan ilk şirket olmayı başardı. Bununla da yetinmeyen şirket iki yıl geçmeden dünya çapında pek çok işletmenin pandemiden olumsuz etkilendiği salgının ilk beş ayında çok fazla çaba göstermeden değerini ikiye katlayıp Ağustos 2020’de $2 trilyon değere ulaşmayı başardı.

Bu sebepten dolayı başarılı girişimciler yetiştirmek istiyorsak Apple, Amazon, ve hatta YemekSepeti gibi dijital dünyaya yön veren yabancı ve yerli işletmeler derslerde örnek vaka çalışmaları olarak anlatılmakla kalmayıp her biri ayrı birer ders olarak farklı açılardan en az bir dönem boyunca  incelenmelidir…

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA