Uzaktan eğitim ve eğitimde fırsat eşitliği

Yıllardır uzaktan eğitimin eğitimde fırsat eşitliği açısından önemini vurguluyoruz. Coğrafi ve demografik engellerin bertaraf edilmesi açısından önem taşıyan uzaktan eğitim pandemi döneminde tüm ülkelerin sığındığı bir can simidine dönüştü. Gelecekte bir süre daha sosyal mesafe konusunda dikkatli olmamız gerektiği düşünüldüğünde dünya çapında eğitimin yeni normalinin uzaktan ya da en azından hibrit eğitim olacağını kabul etmemiz gerekiyor.

Bununla birlikte uzaktan eğitim konusunda yaşanan sıkıntılar sorunun sadece ‘öğrenciler ile eğitim sisteminin uzaktan eşleştirilmesi’ olmadığını gösteriyor. Özellikle sistem altyapısı konusunda hazırlıksız yakalanılması sebebiyle uzaktan eğitimin beklenenin aksine fırsat eşitliği değil fırsat eşitsizliğine sebep olması şaşırtıcı olmamalı. Çünkü, sistem gereksinimlerine baktığımızda eğitimi sağlayan ve alanlar arasında karşılıklı iletişimi ve etkileşimi sağlayacak yazılım, donanım ve ağ altyapısına ihtiyaç öne plana çıkıyor.

Eğitim hizmetleri açısından yazılım ve donanım ile birlikte uzaktan eğitime uygun içerik ve öğretim metodolojilerinin hazırlanması dar zamanda geçici çözümler ile sağlanıp krizi atlatmaya yönelik çabalar kısmen sonuç verse de, bu geçici çözümler ile uzun vadede yol alınabilmesi mümkün görünmüyor.

Asıl sıkıntı ise öğrenciler tarafında yaşanıyor. Çünkü, öğrencilerin uzaktan eğitim sistemlerine erişebilmeleri için İnternet bağlantısı ve bilgisayar ya da tablet gibi donanımlara ihtiyacı bulunuyor. Bundan tam beş yıl önce yine bir Ekim ayında “Fatih projesini hatırlayan var mı?” başlıklı yazımda 2010 yılında eğitimde çığır açan bir proje olarak alkışladığımız ve akıllarda tablet ile eğitim projesi olarak kalan Fatih projesinin akıbetini sorgulamıştım. Maalesef o projenin sürdürülebilirliği sağlanabilseydi şu anda en azından ilk ve orta düzeyde hibrit eğitime geçiş işlemi daha az sancılı bir şekilde gerçekleşebilirdi. Bunun farkında olan bakanlık öğrencilere ücretsiz tablet dağıtımı konusunda çalışmalar başlatırken pek çok sivil inisiyatif tarafından da tablet bağış kampanyalarının başlatılmasını ise sevindirici bir haber olarak değerlendirebiliriz.

Bununla birlikte uzaktan eğitim açısından çok fazla dikkatleri çekmeyen bir başka sıkıntı ise pek çok ailede birden fazla çocuğun bulunması. Öğrencilerin eş zamanlı olarak İnternet kullanımlarının verimli bir şekilde gerçekleşebilmeleri için İnternet bant genişliğinin ve kullanım kotalarının yeterli düzeyde olması gerekiyor ki bu da aileler açısından yeni bir maliyet unsuru anlamına geliyor. Özellikle İnternet paketlerinde genellikle indirme (download) hızı ön plana çıkarken öğrencilerin görüntü ve sesleri ile etkileşim sağlanabilmesi için yükleme (upload) hızı da önem arz ediyor. Ancak İnternet paketlerinde bu iki hız simetrik olarak sunulmuyor. Bunun sonucunda da evde birden fazla öğrencinin eş zamanlı İnternet kullanımı durumunda özellikle görüntü ve ses etkileşiminde ciddi sıkıntılar yaşanabiliyor.

Özetlemek gerekirse, uzaktan eğitimde fırsat eşitliğinin sağlandığı günleri görmek için biraz daha yol kat etmemiz gerekecek gibi görünüyor…

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA