​Hacı Bektaş’ı Anmak ve Anlamak: ‘Ara! Bul!’

Coğrafyamızda çok etkili olmuş şahsiyetlerin başında Hacı Bektaş Veli gelmektedir. UNESCO, Hacı Bektaş Veli’nin ölümünün 750. yılı nedeniyle gelecek yılı bütün dünyada “2021 Hacı Bektaş Veli Yılı” olarak ilan etmiştir. Hacı Bektaş-ı Veli (1209-1272), bütün insanlığa ulaşmayı hedefleyen, insanlar arası yapay farklılıklar üzerinden değil, sahici ortak insan kimliği üzerine odaklanılması mesajını veren bir düşünürdür. 70 millete aynı nazarla bakılması gerektiğini söyleyen Hacı Bektaş, aslında insanlığın bir bütün olarak değerli görülmesi gerektiğini söylemektedir. 70 millete aynı nazarla bakmak, insanlığın farklılıklarıyla beraber bir bütün olduğunu idrak etmek, hiçbir insani farklılığın bir diğerinden üstün veya aşağı olarak görmemek demektir. İnsan anlaşılmadan varlığın hakikatinin idrak edilmeyeceğini söyleyen Hacı Bektaş, insanlığı dinamik bir şekilde aklını kullanmaya, bilginin peşinde koşmaya teşvik etmektedir.

“Hiçbir milleti ve insanı ayıplamamak gerektiğini” söyleyen Hacı Bektaş, iyi, ahlaklı ve adil insanların her yerde var olduğuna dikkat çekmektedir. İyi, doğru, güzel ve adil insanların, tecrübelerin ve örnekleri sadece kendi kimliklerimiz içinde değil insanlık kültürünün farklı tecrübeleri içerisinde aramaya teşvik eden Hacı Bektaş, iyiliği, doğruluğu ve güzelliği tek bir aidiyete hapsetmeyerek kapalı bir zihin haline ve kesin inançlılığa karşı insanlığı uyarmaktadır. Hacı Bektaş, düşünce karanlığına karşı bize ışık olmaya ve hayatımızı aydınlatmanın yolunu göstermeye çalışmaktadır. “Düşmanınızın bile insan olduğunu unutma” diyen Hacı Bektaş, her türlü şart ve durum altında dahi unutulmaması ve korunması gereken tek varlığın insan olduğunu söylemektedir. Her türlü ayırımcılık, nefret ve ötekileştirici söylem, tutum ve uygulamanın karşısında olan Hacı Bektaş, insanın insanı bilgiyle, akılla, araştırma, sevgi ve barışla bulması konusunda önemli mesajlar vermektedir.

Hakkı, doğayı ve insanı sahici anlamda sevmenin, insanın sürekli olarak arama ve olgunlaşma çabasıyla mümkün olacağını söyleyen Hacı Bektaş, insani olgunlaşmanın hiçbir sınırlamayla donuklaştırılmayacağını ifade etmektedir. “Her ne ararsan kendinde ara” diyen Hacı Bektaş, insanın sonu gelmeyen bir keşif sürecinin kaynağı olduğunu ifade etmek istemiştir. Hacı Bektaş, aynı zamanda kişiden hayatın sorumluluğunu kendi üzerine alması gerektiğini, kişinin kendi dışında günah keçileri ve düşmanlar yaratarak sorumluluktan kaçmasının hiçbir işe yaramadığını anlatmaya çalışmıştır.

Mekan ve mide arasında sahih bir dengenin nasıl kurulacağının formülünü Hacı Bektaş, “Oturduğun yeri pak et, kazandığın lokmayı hak et” diyerek ortaya koymuştur. İnsan, bulunduğu mekanı ahlaklı ve manevi bir hayat sürerek daha iyi, nezih ve güzel bir yer haline getirme sorumluluğuna sahiptir. İnsan aynı zamanda hırsızlıktan, yolsuzluktan, sahtekârlıktan, yağmacılıktan ve köşe dönmecilikten uzak bir şekilde ekmeğini helal yoldan kazanmalı ve midesini helal kazançla doldurmalıdır. “Çalışmadan geçinenler, bizden değildir. Çalışmadan geçinenlerden değiliz” diyen Hacı Bektaş, gerçek insan ve Müslüman kimliğinin ancak çalışmanın ürünü olabileceğini anlatmaktadır. Midesini haramla, hırsızlıkla, yolsuzlukla yağmacılıkla ve talancılıkla dolduranlar, aynı zamanda insanların yaşam mekanlarını ve yeryüzünü yaşanmaz hale getirerek fesat çıkaran bozgunculardır.

Hacı Bektaş, insanlar arasında cinsiyet temelinde bir ayırımcılık yapılamayacağını, kadının erkekten aşağı görülemeyeceğini savunmuştur. O, “Erkek, dişi sorulmaz muhabbetin dilinde. Hakk’ın yarattığı her şey yerli yerinde. Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok. Noksanlık, eksiklik senin görüşlerinde” diyerek, kadın ve erkek arasında hiçbir ayırımcılık yapılamayacağını, erkeğin üstte, kadının alt kategoride konumlandıran bir hiyerarşi oluşturulamayacağını savunmuştur. Asıl olanın hayata katkı yapmak olduğunu savunan Hacı Bektaş, kadın ve erkeğin insanlığa katkı yapmaları için önlerinde bütün imkanların açık olması gerektiği görüşündedir. Kadın ve erkeğin insani eşitliğini savunan Hacı Bektaş, kadının hayata katkı yapabilmesi için kadının mutlaka eğitim imkanlarından yararlanması gerektiğini söylemiştir.

Ahlak ve marifetin bir bütün olduğunu düşünen Hacı Bektaş, insanca yaşamanın yolunun “Eline, diline ve beline sahip olmaktan” geçtiğini söylemektedir. Eline, diline ve beline sahip olmak, bütün insanlığın önündeki en büyük meydan okumadır. İnsanlar, ellerine, dillerine ve bellerine sahip olamadıklarından dolayı her türlü kötülüğü işleyebilmektedirler “İlmin, hakikate giden yolları aydınlatan ışık” olduğunu söyleyen Hacı Bektaş, ilimden gidilmeyen yolun sonunun karanlık olacağı” konusunda insanlığı uyarmaktadır. Ahlak, akıl, adalet ve marifet bütünlüğünü gerçekleştirerek insani olgunlaşmayı gerçekleştirmek için Hacı Bektaş’ın dediği gibi, sürekli aramaya, sürekli bulmaya çalışmalıyız.

 

Prof. Dr. Bilal SAMBUR