En kalbi duygular

Her bayram paylaşırım, bu bayram da tekrar etmiş olayım: Çok sayıda alıcıya aynı anda gönderilen toplu bayram mesajlarını samimi bulmuyorum. O yüzden de bu tarz mesajlara cevap yazmıyorum. Çünkü, iletişimin doğasında çift taraflı etkileşim vardır. Bir mesajın hedefinde çok sayıda sahibi belirsiz alıcı yer alıyorsa, o mesaj metni ne kadar “en kalbi duygular” barındırırsa barındırsın, nazarımdaki değeri alelade bir reklam SMS’i ile aynıdır!

Pek biz bu hallere nasıl geldik?

XIX. yüzyılda yaşayan Amerikalı çevreci yazar Henry David Thoreau ‘Walden’ adlı kitabında iletişimde mesafeleri kaldıran en önemli icatlardan birisi olan telgraf hatlarının eyaletler arasında hızlı bir şekilde kurulma çabalarını ihtiyaçlar düzleminde eleştirir:

Maine’den Teksas’a manyetik bir telgraf hattı kurmak için çok acele ediyoruz ama belki de Maine ve Teksas arasında iletişim kurmayı gerektirecek kadar önemli bir şeyler olmayabilir!

Teknoloji konusundaki ciddi eleştirilere sahip bir akademisyen ve başarılı bir iletişim kuramcısı olan Neil Postman ise içinde bulunduğumuz bilgi ve iletişim sıkıntılarının temelini atmakla suçladığı telgrafı eleştirirken “Telgraf ile sağlanan enformasyon; pek çok şeyi bilmek, ancak onlar hakkında hiçbir bilgi sahibi olmamak anlamına geliyordu. yorumunu yapmıştır.

Gerçekten de telgraf ile başlayıp telefon ile devam eden iletişim devrimi insanlar arası mesafeyi sanal olarak ortadan kaldırıp enformasyon akışını hızlandırmayı başarmıştır. Taraflar arası transfer edilen enformasyona olan ihtiyacın gerekliliği, kapsamı, zamanlılığı ve doğruluğu hususunda ise pek çok eleştiri yıllar boyunca tartışma konusu olmuştur.

Ancak asıl sıkıntı cep telefonu ve İnternet’in buluşması sonucunda hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelen akıllı telefonların yaygın kullanımı ile ortaya çıkmaya başlamıştır. Öğrencilik yıllarımda kaldırım kenarlarında yer alan ankesörlü telefonlar ile farklı şehirlerdeki ailelerimizle iletişimi rahatlıkla sağlarken, erişebilirlik ya da ulaşılabilirlik konusunda ciddi bir sıkıntı çekmezdik. Ancak, cep telefonlarının yaygınlaşması ile erişebilirlik ve ulaşılabilirliğimiz artarken yazının başında da değindiğim gibi iletişim konusunda sınıfta kaldık. Hatta, zaman içerisinde konuşma yerini kısa mesajlara bırakırken sesli harflerden tasarruf edilerek ucube kısaltmalar ortaya çıkmaya başladı. Takip eden süreçte yaygın olarak kullanılmaya başlanılan emojiler için dijital çağın alfabesi yakıştırmaları ise ürkütücü olmaktan öteye gidemiyor!

Sosyal medyanın egemen olduğu dijital çağın hayatımıza girmeye başladığı 2003’te hayatını kaybeden Postman, teknolojik gelişmelere bağlı olarak yeni kültürlerin ortaya çıkmasının kaçınılmaz olduğuna işaret ederken, giderek artan orandaki bilgi kirliliğini ise şu sözlerle gündeme getiriyor:

Bilgi artık en temel insani soruları cevaplamaktan aciz kalırken, sıradan sorunların çözümüne tutarlı bir şekilde yol gösterme konusunda bile fayda sağlayamayan bir çeşit çöp haline dönüştü.

Bayramları bayram tadında yaşayabilmemiz dileklerimle…

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA