Azerbaycan Neden Hedef Oldu?

3 milyon nüfuslu Ermenistan, 10 milyon nüfuslu Azerbaycan’ın  Dağlık Karabağ bölgesini büyük bir dram yaşatarak, 1988’de işgal etti. Çatışmalar altı yıl sürdü. Karabağ halen Ermenistan işgali altındadır. Aslında 100 yıllık bir sorunun devam eden parçası, bu Karabağ sorunudur. Stalin’in demografisi bozulmuş Karabağ’ı bir tartışma alanı olarak özerkleştirme çalışması, özellikle 1990’larda Karabağ’ın Ermenistan tarafından  işgali ile sonuçlanmıştır.

Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki çatışmanın evveliyatına bakınca, Dağlık Karabağ’ın SSCB sonrasında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Ermenistan ve Azerbaycan arasında bir gerilim bölgesi haline gelmesi olduğu görülecektir. Karabağ’da Ermeni nüfus fazladır.  Haliyle Ermeniler, Karabağ’ın Sovyet Azerbaycan’ından Sovyet Ermenistan’a geçmesi gerektiğini talep etmesiyle tırmanan gerilim 30 yılı aşkın bir süredir devam etmektedir.

Taraflar arasındaki ateşkese rağmen Azerbaycan ve bölgeyi işgal eden Ermenistan sınırında sık sık çatışma yaşanmaya devam ediyor. Bölgedeki gerilim, hem doğalgaz hem de petrol boru hattı koridorunda olması sebebiyle, uluslararası kamuoyu tarafından da yakından takip edilmektedir.

2016 Nisan’ında Azerbaycan, Dağlık Karabağ’da bazı bölgeleri Ermenistan’dan geri aldı. Azerbaycan işgal altındaki topraklarının bir kısmını kurtarınca barış görüşmelerindeki konumlar da değişti. 2016 Nisanına kadar Ermenistan savaşın ilk aşamasını kazanmış bir devlet olarak daha çok şartları dikte etmeye çalışan taraftı. Azerbaycan bunu 2016 Nisanında biraz değiştirdi ve bu değişiklikten Ermenistan da rahatsız oldu. Haliyle Rusya da Ermenistan “eli”nin zayıflamasını istemiyor. Ermenistan hem Azerbaycan hem Türkiye için bir “Rus kozu” olmaya devam ediyor.

Azerbaycan’ın, Ermenistan askeri birliklerinin top atışı ile birlikte bu gün itibariyle saldırıya uğrayan  Tovuz şehri, Azerbaycan’ın askeri yığınak yaptığı şehirlerden birisi.  Çatışma sonucunda,aralarında, bir general bir albay ve iki binbaşının da olduğu 7  Azerbaycan askerinin hayatını kaybettiği açıklandı.Allah rahmet eylesin, Aileler şu zor günlerde bir de yiğitlerinin acısını yüreğine gömdü. Acılar yarayı dağlar. Ermenistan’a  da “hangi akla?”  diye sormak gerek.

Rusya ile  Türkiye arasında Suriye ve Libya konusunda yaşanan stratejik adımlar Rusya’nın mevzi kaybetmesine yol açabilir. Acaba Ermenistan meselesi  “Rusya’nın el yükseltmesi midir?”  göreceğiz. Sonuçta Alman harbi konusunda Almanların Fransa’yı işgalini anlatan meşhur bir söz vardır:

“Fransa’nın tümünü ele geçirmek Almanların üç  gününü almıştı. Çünkü yağmur nedeniyle ilerlemek zor oluyordu.” diyen J. Xereas  başka faktörlerin (?) önemine dikkat çekmektedir. Aynı durum Azeri-Ermeni sorunu için de  benzer özellik göstermektedir.  Yoksa milli gelir olarak 12 milyar dolar seviyesindeki geliri ile  Ermenistan’ın,  50 milyar dolarlık bir Azerbaycan’a saldırması anlaşılır değildir.  Bunun arkasında silah satışından tutun da yeraltı yerüstü zenginliklerine kadar herşeyin etkisi sorgulanır…

Sınırda Azerbeycan Türk Ordusu Kuvvetleri ile Ermenistan ordusu arasında şiddetli savaş hali var, çatışmalar sürüyor.   İlk saldırıya uğrayan Azerbaycan’ın şehitleri var. Bu konu basit iki ülke meselesinin ötesine geçmiş durumda.  Adeta Sırplı bir gencin Bosna Hersek’te, Avusturya Macaristan veliahtını öldürdüğü günlerden geçmekteyiz.

Hadiseler, tıpkı yüz yıl önce olduğu gibi.. Suriye ve Libya ‘da Türk ordusu ile karşı karşıya gelen Rusya  yeni bir cephe mi açıyor? Ermeni çeteler  Ermeni ordusuna mı dönüştü, yakında anlaşılır. Ancak yüz sene evvelinin dünyasına çok yağmurlar yağdı. O köprülerin altından çok sular aktı.  Zaman  değişti. Ermenistan bu cesareti nereden alıyor? Tek başına olsa bu işe girişir mi idi? Ermenileri arka bahçe haline getirmek, modern zamanların yeni stratejisi oldu. Rusya’dan tutun da Fransa, ABD, İngiltere, ve İsrail bile çıkar bu olayın arkasından.

Unutulmaması gereken önemli bir konu, Karabağ meselesi Azerbaycan halkında önemli bir travmadır. Bu durum hem çatışmaya hazırlık, hem “şehitlik”  anlamında halkın motivasyonunun yüksek olduğu bir husustur. Rusya sebebiyle bitmeyen ve çözülemeyen bu konu da elbette çözülecektir.

Şurası bir gerçek ki, “Buralarda ateşe odun atılıyor…”

Prof. Dr. İbrahim Attila ACAR