Bela

Covid-19 adında bir virüs tüm dünyayı kasıp kavuruyor. Bu virüsün doğal yollarla mı çıktığı yoksa laboratuvar şartlarında mı oluştuğunu bilmiyoruz. Bu salgın kapsamında ülkeler kendilerine göre önlemler aldı. Kimisi maske takmaya zorladı, kimisi evden çıkma yasağı uyguladı. Kimisi askeri önlemler aldı.

Virüsün ilk çıktığı ülke Çin Halk Cumhuriyeti. Virüsten ilk kurtulan ülke de Çin oldu. Dünyanın diğer ülkeleri bu hastalıkla çok sonra tanıştı ve virüs tüm dünyayı yıktı geçti. ABD, İtalya, İspanya ve İngiltere gibi 19. ve 20. yüzyılın güçlü ülkeleri bu hastalığa karşı aciz kalan ülkeler oldu. Herkes, teknolojisi gelişmiş ülkelerinden hastalığa karşı aşı beklerken o ülkeler kendi hastalarını hastane bahçelerinde tedavi etmeye çalıştı. Kısacası tüm ülkeler birbirinin gücünü gördü. Hassas noktalarını hissetti. Toplumsal olarak rakiplerinin tepkilerini ölçtü.

Bu günler geçtikten sonra ülkeler birbirini tartmış olacak ve yeni bir dünya kurulacak.

Yeni Dünya yarışına ilk giren ülke yine virüsü ilk atlatan ülke Çin oldu. Ve diğer ülkelerin karantinayı atlatmasını beklemeye başladı. Çin içindeki çok çok küçük bir azınlık üretimini piyasada oluşan para harcama açlığını gidermek için çalışmalara başladı. Yeni teknolojiler, yeni makineler, yeni yazılımlar, yeni moda olan ne varsa….

ABD ile Çin arası ticaret savaşları en üst seviyeye ulaşmıştı. Bu savaşta iki taraf da kozlarını oynamaya başlamıştı. Ama bana göre laboratuvar ortamında Çin tarafından oluşturulan bu virüs kozu ile Çin bu savaşta öne geçti.

Bir Uygur Türkü dostumun dediği söz aklıma geldi “Onlar birbirine acımaz, hele diğerlerine asla acımaz.”

Yasin ERDOĞAN