Haber Alma Hürriyet’i

Televizyon, radyo ve gazeteler başta olmak üzere akla gelebilecek her türlü basın ve yayın organının işleyiş ve sorumlulukları yasalarla düzenlenmiştir. İnternet ortamında ise bu düzenlemeler yetersiz kaldığı için önceleri çevrimiçi içeriklere ilişkin düzenlemeler ardında da İnternet ortamında radyo ve televizyon yayınlarına yönelik yasal düzenlemeler gerçekleştirildi.

Örneğin, İnternet üzerinde radyo ve televizyon benzeri içerik paylaşan işletmelerin artık RTÜK’e başvurarak 10 ile 100 bin lira arasında ücret ödeyip yayın lisansı almaları gerekiyor. Elektronik gazetecilik ise halen kontrolsüz bir güç olmayı sürdürüyor. Öyle ki, ABD’de bile bazı sahte haber siteleri başkanlık seçimlerinde seçmenlerin tercihlerini etkileyecek düzeyde dezenformasyon üreterek son yıllara damgasını vurmuştu.

Ülkemizde ise en önemli gelir kaynağı olan reklam kazançlarını arttırmak için çabalayan çok sayıda elektronik haber sitesi mesleğini layıkıyla yapan basın emekçilerini de olumsuz etkileyecek düzeyde mesleğe ciddi zararlar veriyor.

Örnek verelim; iki paragrafta özetlenebilecek bir haber (ki çoğu zaman haber değeri olmadığı da sonradan anlaşılıyor) dilimlenip her bir cümlesi bir başka galeri sayfasında sunularak okuyucuların onlarca sayfaya tıklaması sağlanıyor.

Kimi zaman ise manşetten verilen haber başlığı ile haberin içeriği birbiri ile asla uyuşmuyor. Okuyucunun aklı ile alay eden, oldukça iddialı manşetlere tıklandığında balon köpüğü haberler ile karşı karşıya kalınıyor! Örneğin, “Memura büyük zam!” manşetine tıkladığınızda Macaristan hükümetinin zam kararından bahsedildiğini görüyorsunuz. “Arda’nın yeni takımı belli oldu” haberine tıkladığınızda Arda’nın arkadaşları tarafından filanca takıma gidebileceğinin konuşulduğu söylentilerini okuyorsunuz.

Önceki gün büyük bir haber sitesinde yer alan manşette “Yargıtay’dan şaşırtan karar: Evde şahsi esrar yetiştirmek suç değil!” başlığı yer alırken, habere tıkladığınızda haberin İtalya mahkemeleri ile ilgili olduğu görülüyordu!

Bir başka sıkıntı ise sitelerde yer alan reklamları miktarı ve sunumu. Sitelerde yer alan reklam sayısı arttıkça haberlere ulaşmak her geçen gün biraz daha zorlaşıyor. Öyle ki, pek çok sitede artık reklam arası haber okumaktan sıkılan bireylerin gazetelere olan ilgi ve güveni de gittikçe azalıyor.

Geçtiğimiz günlerde, uzun süredir son dakika haberlerini takip etmek için tercih ettiğim Hürriyet gazetesinin mobil uygulamasını telefonumdan hiç tereddütsüz sildim ve artık gazetenin web sitesine bile girmemeyi tercih ediyorum. Sebebi ise mobil uygulamada yer alan agresif reklam politikası. Gazetenin uygulamasında sunulan reklamların sayısı neredeyse haberlerin sayısının üzerine çıkmış durumda. Daha da kötüsü ise son zamanlarda haberleri okurken ortaya çıkan ve ekranı tamamen kaplayarak belirli bir süre izlemek zorunda bırakıldığınız video reklamları!

Geçtiğimiz günlerde saat sabahın 6’sında çayımı yudumlarken Hürriyet uygulamasından manşetlere göz atıyordum. Bir anda ekranda yüksek sesli bir reklam videosu karşıma çıktı! Kapatmak için bir buton bulunmadığı gibi sesi kısma şansım da yoktu, çünkü telefonumu zaten sessiz modda kullandığım için cihazın ses kısma ayarları zaten kapalıydı. Ülkenin en büyük gazetelerinden birisi tarafından sunulan mobil uygulamada zorla izlettirilmeye çalışan, ekranı tamamen kaplayan bir reklam videosu… ki kullanıcıların ses kısma tercihleri bile gasp ediliyor!

“Bu kadarı da fazla!” diye düşündüm, çocuklar uyanmadan uygulamadan çıkmaya çalışırken! Hemen ardından Hürriyet gazetesine ait uygulamayı bir daha yakınından bile geçmemek üzere telefonumdan kaldırdım…

Umarım en kısa zamanda reklam uğruna haber alma hürriyetimize ipotek koyan zihniyeti dizginleyen yasal düzenlemeleri görebiliriz. Gazeteler için hayati önemi olan reklam gelirlerine karşı olduğumun düşünülmesini istemem. Sadece tıpkı TV’lerin de bir dönem reklam arası maç ve dizi yayınlandığı günlerde devlet nasıl müdahale etmek zorunda kaldıysa, gazetelerin de kontrolsüz bir biçimde bireyleri rahatsız edici düzeyde reklam odaklı yayınlarının yasal düzenlemelerle kontrol altına alınmasını arzuluyorum.

Diğer taraftan, önceki haftalarda da dile getirdiğim gibi artık çevrimiçi haber sitelerimizin tıpkı New York Times gibi cazip kampanyalarla okuyucuları ücretli aboneliklere özendirerek gelir kaynaklarını çeşitlendirip sürdürülebilir bir hale getirmeleri gerektiğini de bir kez daha hatırlatmak istiyorum.

Okuyucu gazetelere artık ücret ödemek istemiyor gibi ucuz mazeretlerin ardına sığınmak yerine Spotify ve Netflix gibi korsan yayınların revaçta olduğu bir dönemde tüketicileri ücretli aboneliklere yönlendiren başarılı örnekleri hatırlayalım.

Bu amaçla neler yapabileceklerini ise sonraki yazılarda değerlendirmek istiyorum…

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA