Yönetim Kimin Yönetimidir?

Büyük İskender, kendisini hiçbir konuda uyarmayan vezirini görevden alır. “Sana ihtiyacım yok” der. Vezir sebebini sorar. İskender, “ben de bir insanım benim de hatalarım olur. sen bunca zaman benim bir hatamı görmediysen “sen cahil birisin” demektir. Eğer gördün de söylemiyorsan “hainsin!” der.

Söze  Büyük İskender’den girince, danışman ya da kurmayların ne denli önemli olduğunu söylemek için bu ifadeyi kullanmış olduk. Beşer şaşar… Hatasız kul olmaz! Bu yüzden kurumsal yapılarda, hele ki devlet gibi bireylerin tek başına çözemedikleri sorunları  için oluşturulmuş kurumsal yapıların, lider vizyonu ile birlikte, bir uzman ekibe de ihtiyacı vardır.  Liderin etrafını çevreleyen çıkar ve menfaat odakları, halkla liderin bağını koparır; doğru karar almasına mani olur. Bu arada ülkede ekonomik, siyasi, sosyal sorunlar başlarsa bilin ki sebebi sadece ülkeyi yöneten kişiler değildir.

İşte İngiltere… BREXIT konusunda ani bir kararla AB’den çıkmak istedi. Ama İngiltere parlamentosu Brexit Anlaşması’nın onaylandığı toplantıda, 202 “Evet” oyuna karşın 432  “Hayır” oyu ile “AB’den çıkışı” reddetti. Parlamento AB’den çıkışa onay vermedi. Başkan Therasa May ne yapsın? “Halk çıkmak ister, parlamento istemez” başkanın durumu gerçekten zor..   İşçi Partisi, Brexit anlaşmasının parlamentoda reddedilmesinin ardından Theresa May hükümeti hakkında güvensizlik oylaması talep etti. Başbakanın koltuğu tehdit altında. Başbakan May,  Davos’a katılmayacağını bildirdi.

Fransa’nın başı ise 2 aydır sarı yeleklilerle dertte. Başkan Macron küresel söylemler “söylüyor gibi” olsa da henüz ülkedeki sorun önemini korumaya devam ediyor. Macron da Davos’a katılmıyor. Trump zaten katılmayacağını bildirmişti.

Kurumlardaki  etkin duruş, yöneticilerin isabetli karar alması ve halka güven vermesi ile alakalıdır. Bunu tek başına bir yöneticinin omuzlarına yüklemek kadar yanlış bir şey olamaz. Danışmanlar, kurullar, kurumlar, komisyonlar bunun için vardır. Ülkenin dinamizmi bu kurumsal yapıların işlemesine,  kuşatıcı ve kapsayıcı niteliğine bağlıdır. Fikir üretemeyen, görüşü olmayan, değersiz yapıların çokluğu sadece rant kesimini öne çıkartır. “Emret başkanım” modundaki beklentiler, ülkenin geleceğini bu yüzden tehdit etmektedir.

Devletin varlığı, toplumda dirlik düzeni sağlamak adınadır. Devlet, politikalarıyla toplumu da dönüştürür. Toplumun dönüşümü gelişimi kadar, eğitimle toplumsal hayata uyum ve gelişmecilik sağlanmış olur.  Ekonomi,  üretim ve tüketimi düzenleyen refah ve zenginliğin dağıtım ve paylaşım araçlarındandır. Bütün bu yapılar bir hukuki çerçevede gelişecektir.

Sözün özü yönetim, tek başına bir “yönetim” değildir. Yardımcılar, danışmanlar, kurullar ve yönetim dışındaki yapıları ile birlikte yönetimdir.  Muhalefet de yönetimin bir parçasıdır. Kötü yönetimler, sadece iktidardan kaynaklanan bir facia değil; aynı zamanda iktidara alternatif üretemeyen muhalif grupların başarısızlığının da bir devamı durumundadır.  Konuşma ortamının kalktığı, arka kapıdan iş bitirmelerin çoğaldığı, kumpasların bir çözüm aracı olduğu yapılar, eninde sonunda tasfiye olmaya mahkumdur.

Demokrasi,  demokratik ve kalkınmış ülkelerin konusudur.   Türkiye’de bugün, önümüzdeki yerel yönetimler seçimleri sebebiyle, siyasi parti adaylarından seçmen listelerine, pek çok sıkıntılar yaşanmaktadır. Siyasiler bu en hayati konuda, kendi içinde dahi bir mutabakat sağlayamıyorsa, sorun hala daha demokrasinin kendi içimize işlemeyişinde aranmalıdır.

Prof. Dr. İbrahim Attila ACAR