Mavi ışık kör ediyor

2018 yılı boyunca Facebook başta olmak üzere sosyal ağları eleştirmekten diğer konulara sıcağı sıcağına değinemediğimiz zamanlar oldu. Örneğin, geçtiğimiz yaz teknoloji bağımlılığını ve buna bağlı olarak da yine sosyal ağları yakından ilgilendiren bir araştırmanın bulgularına bugüne kadar fırsat bulup değinememiştim. Oysa ki araştırmanın konusu hayli ilginç ve önemli. Çalışmada araştırmacılar elektronik cihazların ekranlarından yayılan yapay mavi ışığın retina hücrelerine verdiği zararları incelemiş ve körlüğe yol açabileceği sonucuna ulaşmışlar.

Mavi ışığın zararları yıllardır tartışılsa da, bildiğim kadarıyla bu konuda bilimsel olarak yapılan ve sonucu açıklanan ilk örnek olması açısından bu çalışma önem arz ediyor. Bilmeyenler için mavi ışık hakkında kısaca bilgi verelim.

Mavi ışık, ışık spektrumundaki gözle görülebilen renk boyutları ile zararlı UV ışınlarını barındıran en yüksek enerji dalga boylarının arasında yer alıyor. Doğalda gökyüzü ve denize rengini veren mavi ışık, gerçekte günlük hayatımızın bir parçasını oluşturuyor ve çağlardır insanoğluna gündüzü temsil ediyor.

Gece ve gündüzün birbirini takip eden ışık dengesi insanın doğal yollardan uyuma ve uyanma döngüsü için yardımcı da olan önemli bir mekanizma olarak hayatımızın bir parçası durumunda. İnsanlar tarafından üretilen yapay mavi ışık ise, geceleri karanlıkta salgılanan ve kolayca uyumayı ve uyku düzenini sağlayan Melatonin hormonunun salınımını baskılayıp uyku düzenini bozduğu için ciddi bir şekilde eleştiriliyor.

Uzun süre boyunca geceleri mavi ışığa maruz kalan insanlarda kısa vadede odaklanma güçlüğü, karar verme ve iletişim zorlukları gibi sıkıntılar, uzun vadede ise kardiyovasküler, metabolik ve obeziteyle sonuçlanan sıkıntılar ortaya çıkabileceği ifade ediliyor.

Bu noktada, Facebook başta olmak üzere mavi arka plan renklerinden yararlanan sosyal ağlar gençlerin uyku düzenlerini bozarak daha fazla çevrimiçi kalmalarına sebebiyet vermeleri sebebiyle eleştirildiğini de not düşmekte fayda var.

Pek çok cihaz üreticisi bu duruma bir çözüm olarak yeni cihazlarda mavi ışığın filtrelendiği akşam ve gece modlarını otomatik olarak çalıştırırken, Twitter gibi bazı sosyal ağlar da benzer seçenekleri uzunca bir süredir tüketici beğenisine sunuyor.

Yazının başındaki çalışmaya dönersek, Toledo Üniversitesi’nde yapılan çalışmada laboratuvar ortamında geliştirilen retina hücreleri yapay mavi ışık dalgalarına maruz bırakılarak nasıl bir tepki verdiği gözlenmiş. Sonuç olarak ise retina hücrelerinin uzun süre mavi ışık dalgalarını emmesi sonucunda görme kaybının en önemli sebeplerinden olan maküla dejenerasansının (sarı nokta hastalığı) ortaya çıkabildiği ifade ediliyor. Bunun sebebi olarak ise mavi ışık dalgalarının diğer dalga boyutlarına göre daha kolay titremesi ve bu titremenin görsel kontrastı azaltıp keskinliği ve netliği etkileyen bir parlama yaratması olabileceği düşünülüyor.

Şu anda ABD’de 11 milyon sarı nokta hastası bulunduğu ve 2050 yılına kadar bu sayının iki katına çıkacağı düşünülüyor. Eğer elektronik cihazlardan kaynaklanan mavi ışık gerçekten de ciddi anlamda zarar vermeye başlarsa yakın gelecekte bu sayının tüm dünyada ciddi oranda artış göstereceğini de öngörmek mümkün!

Peki ne gibi çözümler düşünülebilir? Elbette, sadece geceleri değil, gün içinde bile ekran ile göz temasını en aza indirmek önemli. Ancak, özellikle mesleki sebeplerden dolayı uzun süre ekran başında kalması gerekenlerin 3×20 kuralından yararlanması tavsiye ediliyor. Bu kurala göre her 20 dakikada bir, 20 saniye süre ile gözleri ekrandan ayırıp 20 metre ötede bir noktaya bakılması öneriliyor. Tabii ki, çoğu zaman ofis ortamı gibi kapalı yerlerde oda içinde 20 metre mesafe bulmak zor olabilir, ancak odanın en uzak mesafesine bakmak da bu konuda yardımcı olabilecektir.

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA