Yapay zekâ ve işsizlik

Geçtiğimiz haftaya damgasını vuran görüntüler arasında kapı açan, duvara tırmanan, farklı zeminlerde koşabilen dört ayaklı robotlar vardı. Yapay zekânın geldiği konum açısından oldukça önemli sayılabilecek bu çalışmalar daha önce de belirttiğim üzere kimileri tarafından felaket senaryoları olarak sunuldu. Oysa ki, son üç haftadır değindiğim gibi, yapay zekâ ile ilgili ciddi yatırımların bir çıktısı olan bu görüntülere artık alışmamız gerekiyor.

Köşeyi takip edenler hatırlayacaktır, yapay zekâ uygulamaları başta olmak üzere teknolojik gelişmelerden kaynaklanan işsizlik daha çok düşük eğitim ve yetenek gerektiren, rutin, kas gücüne dayalı ya da masa başı işlerde çalışan kişileri daha çok etkileyecektir. Durumu daha iyi açıklayabilmek için bu konuda çıkan iki farklı haberi örnek olarak sunmak faydalı olabilir.

Haberlerin ilkinde, Çin’de Apple için iPhone üreten Foxconn tarafından yapay zekânın üretim süreçlerinde daha iyi kullanılabilmesi amacıyla gerçekleştirilecek olan 432 milyon Dolar’lık yatırımın hemen ardından bu yıl yaklaşık 10 bin çalışanın işten çıkartılmasının planlandığı ifade ediliyor. Bilindiği üzere geçtiğimiz yıllarda Foxconn başta olmak üzere Çin’de ABD için üretim yapan fabrikalardaki işçilerin çalışma koşulları ciddi eleştirilere hedef olmuştu. Bu eleştiriler sonrası Çin’de çalışma ve ücret koşullarında az da olsa iyileştirmelere gidilirken, günümüzde $400 karşılığında 12 saat çalışan işçiler bile halen ciddi maliyet unsuru olarak görülüyor. Bunun sonucunda çok daha verimli üretim olanağı sağlayan robotlara yatırım yapılması şaşırtıcı değil.

ABD’de yapılan bir araştırmanın sonuçları ise ülke basınında “Las Vegas’ta çalışanların %65’i robotlar yüzünden işsiz kalacak” manşeti ile duyuruldu. Haberde sunulan akademik projeksiyonlara göre, önümüzdeki 20 yıl içinde robotlar düşük maaşlı hizmetlerde çalışanların işlerini ellerinden alabilecek. Robotların egemen olması beklenen iş alanları arasında kasiyerlik, masa başı ve temizlik işleri gibi rutin görevler yer alıyor.

Özellikle de kumarhane merkezi olan Las Vegas’ta bu işlerin yoğunluğu göze alındığında, 39 bin mağaza çalışanının 36 bininin eğer 20 yıl içinde ‘düşük maliyetle yeni robot sistemleri kurulabilir ve müşteriler bu yeni sistemlere uyum sağlayabilirse’ işsiz kalabileceği ifade ediliyor. Araştırmacılar, maliyet ve müşteri tercihi konusundaki gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkabileceğini ifade ettikleri bu gelişmeler yaşanırsa çoğunluğu lise eğitimine bile sahip olmayan belirli yaşın üzerindeki zenci ve Güney Amerika kökenli çalışanların bir kısmının kendilerini geliştirmek, bir kısmının ise emekli olmak zorunda kalacaklarını ifade ediyor.

Görüldüğü üzere, her iki haberde de aslında söylemeye çalıştığım gerçekler ifade ediliyor. Ekonominin doğası gereği üretim maliyetlerini düşürmek isteyen işletmeler geçmişte olduğu gibi günümüzde de yapay zekâ başta olmak üzere ileri teknolojilere yatırım yapıyorlar ve yapmaya devam edecekler. Bu noktada vasıfsız ve düşük vasıflı çalışanların kısa vadede işsizlik ile karşı karşıya kalmaları doğal bir sonuç olmakla beraber, bu teknolojiler ile birlikte ortaya çıkan yeni iş olanaklarının eğitimli kesime çok daha yüksek ücretli çalışma koşulları sağlayacağını unutmamak gerekiyor. Örneğin, önceki yazılarımda da değindiğim üzere, halihazırda dünya çapında 542 bin çalışanı olan Amazon yeni genel merkezinde 15 yıl içinde 50 bin kişiyi istihdam etmeyi planlıyor.

Bu konuda bir diğer önemli nokta ise hükümetlerin tavırları. Hiçbir ülke, yapay zekâ veya diğer teknolojik gelişmelerin ülkede sıkıntı yaratacak düzeyde işsizliğe sebep olmasına izin vermeyecektir. Aksine, farklı teşvikler ve istihdam politikaları gibi ciddi atılımları önümüzdeki yıllarda gözlemleyebileceğiz. Bu noktada, ülke vatandaşlarına yeni iş olanakları sağlamayı hedefleyen Trump hükümetinin Apple başta olmak üzere ülke dışında üretim yapan teknoloji devlerinin üretim tesislerini ülkeye taşımaları konusunda ikna çabalarını da göz ardı etmemek gerekiyor.

Ekonomi tarihi incelendiğinde, gerek Sanayi Devrimi, gerekse dünya savaşları sırasında üretim maliyetlerini düşürmek için kadın ve çocukları bile karın tokluğuna fabrika ve madenlerde en az 18 saat çalıştıran sanayicilere karşı koruma amaçlı yasalar çıkaran devletler, bundan sonra da çalışanları teknolojiye dayalı işsizliğe karşı korumak için gerekli tedbirleri mutlaka alacaklardır.  Aksi takdirde, ortaya çıkacak olan işsizlik sadece bireyleri değil, tüm ekonomiyi ciddi bir şekilde etkileyebilir. Kaldı ki, bu konuda robot vergisi gibi bazı öneriler son dönemde Bill Gates başta olmak üzere çeşitli kesimler tarafından dile getirilmeye başlandı bile.

Prof. Dr. Mustafa Zihni Tunca