Google, goriller ve yapay zekâ

Yukarıdaki kelimeler arasında nasıl bir bağlantı olduğunu merak etmiş olabilirsiniz. Cevabını vermeden önce bir başka soru sormak istiyorum:

Bu yazıyı okuduktan sonra “Başlıkta yer alan kelimeler arasında ne gibi bir ilişki olabilir?” sorusuna bir insan mı daha iyi cevap verebilir, yoksa yapay zekâ mı?

Bu sorunun cevabını yazıyı okuduktan sonra kendiniz verebileceksiniz, ancak yapay zekâ’nın bu soruya henüz doğru bir cevap verebilecek yetkinliğe sahip olmadığını baştan söylemek istiyorum. Sebebini öğrenmek için geçtiğimiz ay basında muhtemelen görmüş olabileceğiniz bir araştırmanın sonuçlarını kısaca özetlemekte fayda var.

Stanford Üniversitesi’nde gerçekleştirilen araştırmada, belirli sayıda insandan ücret karşılığında Wikipedia’dan seçilen 500 civarında paragrafın içinden 100 bin soru belirleyip bunları cevaplamaları isteniyor. İnsanlar tarafında verilen cevapların doğruluk ortalamaları hesaplandıktan sonra Microsoft, Google ve AliBaba gibi yapay zekâ üzerinde çalışmalar yapan kuruluşlar tarafından geliştirilen sistemlerin bu sorulara verdikleri cevapların doğruluk yüzdeleri sıralanıyor. Araştırma bulgularına göre insanların verdiği cevapların doğruluk ortalaması %82.3 iken AliBaba ve Microsoft tarafından geliştirilen sistemlerin ilk kez %82.4 ve %82.6’lık oldukça küçük farklarla da olsa insanlardan daha iyi sonuç verdiği gözleniyor.

Çalışmanın sonuçları medya kuruluşları tarafından yapay zekâ’nın insanlardan daha iyi okumayı başardığı ve milyonlarca insanın işsiz kalacağı şeklinde yorumlandı. Oysa ki ne araştırmacılar, ne de az farkla da olsa bu başarıya imza atan Microsoft ve AliBaba grubu böyle bir iddiada bulunmamıştı! Microsoft, halen insanların daha üstün olduğunu kabul etmekle beraber bu başarıyı yapay zekâ açısından önemli bir adım olarak görürken, AliBaba yapay zekâ’nın artık “Yağmur neden yağar?” gibi sorulara cevap verebilecek seviyeye ulaştığını ifade etmekle yetinmişti.

Araştırmacılar ise çalışmayı yapay zekâ’nın insanlara karşı zaferi değil, yapay zekâ öğrenme yöntemlerinin başarılarının kıyaslanması amacıyla yapılan bir sıralama ölçütü olarak görüyorlar. İlgili çalışma yapay zekâ’nın gelebildiği seviyeyi görebilme açısından bir temel teşkil etse de, kıyaslama için kullanılan insanların saatte $9 karşılığında belirli miktarda soru hazırlama ve cevaplama ile görevlendirilmiş kişiler olduğunu unutmamak gerekiyor. Çalışmada bu kişileri daha hızlı, daha doğru ya da daha çok soru cevaplama gibi motive edici bir yarış ya da ödül ortamı bulunmuyor. Ücreti karşılığında belirli görevi yerine getiren insanlardan elde edilen ortalama sonuçların standart insan cevap seviyesi olarak değerlendirilmesinin çok sağlıklı olmadığı uzmanlar tarafından ifade ediliyor.

Kaldı ki, çalışma aslında metine bakılarak içindeki anahtar kelimelerden rahatlıkla seçilebilecek nitelikte temel sorulardan oluşuyor. Örneğin, listede yer alan “Cengiz Han ne zaman öldü?” sorusunun cevabını bulmak için yapay zekâ soru içinde yer alan ‘ne zaman’ ifadesinden yararlanarak ilgili metinde geçen Cengiz Han ve ölüm gibi kelimelerin bir arada bulunduğu tarih içeren cümleyi bulup 1227 cevabını verebiliyor.  Ancak, yapay zekâ “13. yüzyılda ölen devlet büyüğü kimdir?” gibi dolaylı olarak sorulan sorulara ve daha da önemlisi insan ile karşılaştırabilmek için esasen bakılması gereken yorum sorularına henüz cevap verebilecek seviyeye erişmiş durumda değil. Bu bağlamda baktığınızda, yapay zekâ ile çalışan aygıt ve robotların insanoğlunun elinden düşünme ve yorum yapma gibi konularda meslekleri yakın zamanda alabilmesi gibi bir ihtimali bulunmuyor!

Yapay zekâ’nın insanlık için ne gibi tehditlere sebep olabileceğini öngörmeden önce günümüzde geldiği seviyeyi dikkatli izlemek gerekiyor. Her ne kadar yapay zekâ çalışmaları son yıllarda oldukça önemli yok kat etse de, pek çok akademisyen yapay zekâ’nın henüz önündeki küpleri renklerine göre dizmeyi başaran üç yaşında çocuk seviyesinde olduğunu düşünüyor.

Bilimsel çalışmalara baktığımızda ise, Çin’de yapılan bir araştırmaya göre günlük hayatımızda kullanılan mevcut yapay zekâ sistemlerinden en iyileri (ki başta Google uygulamaları geliyor) henüz altı yaşındaki çocukların IQ seviyesine sahip! Çin’de yapılan bir başka araştırmada yapay zekâ ile çözülen matematik problemlerinin henüz ülkede kolej sınavlarına giren vasat bir öğrenciden daha üstün olmadığı ortaya çıkarılmıştı.

Yapay zekâ okuma konusunda yeterince iyi olmasa da ses ve fotoğraf tanıma konusunda her geçen gün gelişme kat ediyor. Facebook görme engelliler için fotoğrafta yer alan nesneleri tanımlama konusunda iddialı olduğunu ifade ediyor ancak uzmanlar yapay zekâ’nın fotoğraf yorumlama konusunda da çocuk seviyesinde kaldığını düşünüyorlar.

Fotoğraf sınıflandırma konusunda ise Apple, Microsoft ve Google gibi şirketler yapay zekâ’nın insanlara göre daha başarılı olduğunu düşünüyorlar. Ancak, bu konuda çok iyimser değilim. Google, bildiğiniz üzere bir süredir web sitelerine girişte insanlar ile botları ayırt edebilmek için artık kelimeler yerine fotoğraflardan yararlanıyor. Örneğin, üzerinde trafik ışıkları, araçlar ya da yollar bulunan fotoğrafları seçmenizi istiyor ve tek tek ilgili fotoğrafların üzerine tıklamanız gerekiyor. İlginçtir ki, çoğu zaman verdiği cevapları beğenmeyip tekrar tekrar seçim yapmamı istemesi yüzünden bazen sinir olup tarayıcıyı kapatmak zorunda kalıyorum.

Daha da ilginç detay ise fotoğrafları yapay zekâ ile kategorilere ayıran Google’ın 2015 yılında goril sınıflandırması altında siyahi insanları da aynı kategoride sunması büyük tepkilere yok açmış olmasıydı. Soruna çözüm bulmakta zorlanan teknoloji devinin geçtiğimiz aylarda sessizce goril konulu sınıflandırmayı kategoriler arasından çıkarmak zorunda kaldığı ortaya çıktı!

Özetlemek gerekirse, yapay zekâ hayranlarını üzmek istemem ama yapay zekâ konusunda gidilecek daha çok yol var! Yakın gelecekte yapay zekâ’nın insanları işsiz bırakması mümkün görünmüyor. Kas gücü gerektiren meslekleri bir kenara koyarsak düşünme ve yorum yapma gibi konularda yapay zekâ’nın insanoğluna üstünlük sağlaması için uzmanlara önemli görev düşüyor. Bazı araştırmacılar yapay zekâ’nın insan gibi düşünebilmesi için öncelikle etiği öğretmek gerektiği düşüncesi ile onlara masal kitapları okumaya başladılar bile!

Bu konuda söyleyeceklerim bitmedi, gelecek haftalarda devam edebilmek ümidi ile…

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA