Hava kirliliği ve kemiklerde kırılganlık

Geçtiğimiz günlerde Forbes dergisine ait web sitesinde yayınlanan bir haberde hava kirliliğinin insanlarda kemiklerin daha hassas ve kırılgan olmasına sebep olan osteoporoz hastalığını tetiklediğine dair bulgular paylaşıldı. Özellikle 40’lı yaşlardan sonra görülmeye başlanan bu metabolik kemik hastalığı ile ilgili en az iki farklı çalışmada havada kirli partiküllerin dolaştığı bölgelerde yaşayan bireylerde bu hastalığın yanı sıra kansızlık gibi vakaların da ciddi bir şekilde arttığına şahit olunmuş. Özellikle kış aylarının gelmesi ile birlikte soba ile ısınılan bölgelerde akşam saatlerinde artan kirliliği düşününce insan cidden endişeye kapılıyor.

Konu çevreden açılmışken Nature dergisinin akademik yayın organı olan Scientific Reports’ta yayınlanan ilginç bir araştırmadan da bahsetmek istiyorum. 2008 yılından beri Japonya’nın Fukuşima şehrinde maymunlar üzerine araştırmalar yapan Dr. Hayama 2011 yılında nükleer santralde meydana gelen radyoaktif sızıntıdan sonra facianın bölgede yaşayan maymunlar üzerine etkilerini araştırmaya karar vermiş. Elindeki mevcut 2008 ve sonrasına ait veriler ile 2011 faciasından sonra doğan maymunlara ait istatistikleri detaylı olarak karşılaştıran Dr. Hayama oldukça önemli sonuçlara ulaşmış.

Dr. Hayama’nın bulgularını özetlemeden önce dikkatinizi çekmek istediğim bir nokta var. Çalışmaya konu olan maymunlar radyasyon seviyesinin kritik düzeyde olduğu santralden 80 km uzaklıkta, yani radyasyon riskinin en az olduğu düşünülen bölgede yaşıyorlar. Sonuçların karşılaştırılabilmesi için aynı bölgede 2011 öncesi doğan maymunların yanı sıra bölgeden 800 km uzaklıktaki Şimokita bölgesinde yaşayan maymunlara ait veriler de inceleyen Dr. Hayama nükleer sızıntıdan sonra bölgede doğan maymunların vücutlarının gerek kilo, gerekse boy olarak 2011 öncesinde doğan maymunlara göre daha küçük olduğunu fark etmiş. Sadece vücutları değil, kafa çapları da olması gerekenden daha küçük olan bu maymunların beyinlerinin de yeterince gelişemeyerek küçük kalması ise bu çalışma sonrasında ortaya konulan bir diğer vahim gerçek olarak karşımıza çıkıyor.

Sızıntıdan etkilendiği açıkça anlaşılan maymunlarda anemi yani kansızlık da görülmüş. 2012 ile 2017 yılları arasında gerçekleştirilen gözlemlerde beyaz ve kırmızı kan hücrelerinin yanı sıra hemoglobin ve kemik iliği hücrelerinde azalma ortaya çıktığı ve beş yıllık süre zarfında yukarıda sayılan sorunların hiçbirisinde belirgin bir iyileşme gözlenmediği de açıkça ifade ediliyor.

Güçlü bir deprem ve sonrasında tsunamiye teslim olan Fukuşima nükleer santralinde yaşananların yaygın etkisi muhtemelen Çernobil faciasında olduğu gibi uzun yıllar tartışılmaya devam edecek. Son iki yüz yıl boyunca hayatımızı kolaylaştıran pek çok teknolojik gelişmenin insanoğluna, diğer canlılara ve doğaya olan zararlı etkileri ise her geçen gün farklı şekillerde karşımıza çıkmaya devam edecek.  Daha da vahim olan ise hayatımızın artık geri dönülemez oranda bu teknolojik gelişmelere bağlı hale gelmiş olması…

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA