Almanya… Eski dost.
Ancak özellikle, 15 Temmuz ilticacılarını kabul etmesi ve tutuklanan gazeteci görünümlü ajanlar yüzünden ortam gerildi. Düzelecek elbette… Devletlerde ebedi dostluk ve sonsuz düşmanlık olmadığını biliyoruz.
Altı temel konuda ihtilaflar ortaya çıktı:
- Tutuklamalar,
- İncirlik üssünün kullanımı,
- Türkiye aleyhine çalıştığı tesbit edilen casuslar,
- Yaklaşan Almanya seçimleri öncesi açıklamalar.
- Almanya’da planlanan toplantıların ilgili makamlarca iptali,
- 15 Temmuz sonrası zanlıların Almanya’ya ilticaları ve yenilerinin iltica talepleri,
AB hinterlandında, kurumsallaşmayı olumlu anlamda geliştirecek önemli çıpalardan birisi AB üyeliğidir. 2007’ye kadar özellikle yabancı yatırım miktarının artışı bunun önemli bir kanıtıdır. Sonraki dönem AB krizi, seçimler ve özellikle Türkiye’nin güneyinde başlayıp 15 Temmuz ile devam eden istikrarsızlık unsurları AB sürecini de gerilimli hale getirmektedir.
Almanya’nın Büyükada’da gözaltına alınan Alman vatandaşı Peter Steudtner ve arkadaşlarının mahkemece tutuklanması da Ankara – Berlin hattında tansiyonu yükseltmişti. Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in, “Türkiye ile ilişkiler böyle devam edemez.” demesiyle yapılan karşılıklı açıklamalar, gerilimi bir seviye daha yükseltmiş oldu.
Merkel’in de “Büyükada”da gözaltına alınan 10 kişiden altısının mahkemece tutuklanmasına ilişkin “tutuklama kararını kınıyoruz.” diyerek özellikle Steudtner’in tutuklanmasının “tamamen haksız” olduğunu söylemesi sadece Almanya değil AB, mülteciler, Gümrük Birliği ve ticari faaliyetler konusunda da etkisini gösterecektir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimlerde oy kullanacak Türk uyruklu Alman vatandaşlarına yaptığı çağrı ise seçimler konusunda yeni tartışmaları da başlatmış oldu.
Zor Oyunu Bozar mı?
Almanya ile ticaret, turizm ve yatırımlar konusu sürecin hızlı düzeleceğinin bir göstergesidir. Sonuçta siyasilerin kararlarının engelleyici değil geliştirici olması beklenir. Türkiye’nin en önemli ihracat yaptığı ülke, en çok vatandaşının yaşadığı ülke ve en fazla turist ağırladığı ülke olarak Almanya’nın “suçüstü” psikozunu, seçim döneminin de etkisiyle belirli bir zaman içinde, çözüm ve gerilimi düşürme yanlısı olarak değiştirmesi beklenmektedir.