Almanya konusu sadece Almanya’dan ibaret değil!

Dünyanın en sorunsuz ülke ya da bölgeleri Anadolu’da yaşasaydı… ya da tam tersi Türkler en sorunsuz ülkelerin olduğu topraklara yerleşmiş olsaydı…  Türkler huzur içinde; O bahsi geçen sükunet timsali ülkeler buralarda kavgasız gürültüsüz olabilir miydi?  

“Coğrafya kaderdir” derken ibn Haldun, tam da bunu anlatmaktadır… Bu coğrafyada yaşamanın bedeli bu kaosun bir parçası olarak, bütün bunların yaşanması ve yönetilmesinin başarılmasıdır; ama elbette kolay değil, bedelsiz hiç değil !… Kolay mı, şu çevremizdeki ülkelerin hangileri kendi kaderlerine kendileri hükmedebildi acaba? Yıllarca kendileri hakkında kararları, sonuçlardan öğrenen ülkeler; şimdilerde ise söz sahibi olarak masada olma kavgası vermektedir. Dengeler değişmekte. Almanya – ABD gerilimi Angela Merkel’e, “Avrupa kendi başının çaresine bakmalı” sözünü söyletebilmektedir. Soğuk savaş döneminin önemli bir öznesi olan Almanya, ticari ve sanayi olarak güçlü ama “özgül ağırlık” olarak beklediği karşılığı bulamamaktadır. Özellikle BREXIT sonrası Almanya’nın tek başına AB’yi sırtlanması, sorumluluğunu arttırmıştır. AB’nin kontrolsüz büyümesi, bitmeyen ekonomik kriz, istihdam sorunları ve gelir dağılımının bozulması Almanya’nın tek başına üstesinden gelebileceği konular değildir.

Bu arada NATO’yu kendine yük olarak gören ABD, başta eski müttefikleri ve güvenlik konseptini değiştirme gayretindedir. bundan da en çok etkilenecek ülkelerin başında Almanya gelmektedir. Türkiye’nin “oynak merkezli güvenlik stratejisi” Almanya için başka bir risktir. hele ki Rus-Türk ittifakı istenmeyen bir durumdur.

Türkiye için de tehdit ve risk algısı konusu farklılaşmalara yol açmıştır. Özellikle ABD’nin Suriye ve Irak konusundaki tercihleri, Türkiye açısından bir hayal kırıklığı olmaya devam etmektedir. Türkiye’nin güçlü ticari ilişkiler geliştirdiği ve Suriye konusunda çözüm üretebildiği bir ülke olarak Rusya için tehdit algısı, ülkemizde azalma eğilimi göstermektedir.  Batı bloku Türkiye için dünden bugüne devam eden bir tercihtir. AB 60 yıla yakındır bitmeyen bir süreçtir. Türkiye baştan beri üretmiş olduğu“medeniyetler ittifakı” tezi doğrultusunda işbirlikleri için dağıtıcı bir ülke konumunu güçlendirmelidir.

Prof. Dr. İbrahim Attila ACAR