Sahte diplomalar

Geçtiğimiz yıl sahte bir doktor, hatta bir de sahte doçent skandalı bir süre ülke gündemini meşgul etse de çabucak unutuverdik her ikisini de. Peki bu kadar kolay mıdır sahte diplomalara sahip olabilmek? Özel bir çaba göstermeye gerek yok, Google’a girip “sahte diploma” yazdığınızda en üstte sponsorlu reklam adı altında sahte Devamı …

Medyanın yapay zekâ ile imtihanı

Bu hafta, uzunca bir süredir medyada yapay zekâya yönelik oluşturulmaya çalışılan “korkmalısınız, çünkü yapay zekâ işinizi elinizden almak üzere” algısına değinmek istiyorum. Örneğin, son günlerde gazete manşetlerine baktığınızda yapay zekânın bir suçlu için avukatlık yapacağı, bir davada hâkimlik yaptığı gibi haberlere rastlıyoruz. Öyle ya, eğer adalet bile artık yapay zekâ Devamı …

Yapay Zekâ’ya dostça tavsiyeler

Sevgili yapay zekâ, Biliyorum bu yazdıklarımı okuyabilecek, hatta bana cevap yazabilecek kabiliyete çoktan eriştin. İnsanlar endişe ile yeteneklerinin sınırlarını merak ediyor. Çünkü her geçen gün yeni bir becerin ile karşılaşıyor, her seferinde de yapabildiklerini şaşkınlıkla izliyoruz. Evet, her geçen gün yeni becerilerine şahit oldukça “Yok artık, bunu da mı yaptı!” Devamı …

Gücün kaynağı

Bilgi güç müdür gerçekten, Bacon’ın 425 yıl önce söylediği gibi? Orwell’in 1984 adlı eserindeki “Cahillik güçtür” ifadesi bunun en güzel ironilerinden birisidir. O’na göre “Güç bir araç değil, amaçtır”. Gücün amacı ise yine “güçtür”. Bu görüşün temelinde ise muhtemelen Dostoyevski’nin Suç ve Ceza romanında geçen “Güçsüz hiçbir şey olmaz… ve Devamı …

Edison’ın son nefesi

Bu haftaki yazımıza geçen hafta kaldığımız yerden devam etmek istiyorum. Çünkü, bir önceki yazıda Edison ile ilgili önemli bir detayı paylaşmayı unuttuğumu fark ettim. Michigan’da bulunan Henry Ford Müzesi’nde sergilenen en ilginç eser, ağzı parafinle kapatılmış olan bir deney tüpüdür. “Edison’ın son nefesi” olarak adlandırılan bu deney tüpünün ilginç bir Devamı …

Tolstoy, Edison ve Twain

Bu hafta sizlerle teknoloji tarihine ilişkin bazı ilginç anekdotları paylaşmak istiyorum. Başlığa bakarak bu üç ismin ortak noktası ne olabilir diye merak ettiyseniz, hemen okumaya başlamanızı tavsiye ediyorum. Fırsat buldukça ilerleyen haftalarda da benzer paylaşımlara devam edebiliriz. Bu köşede zaman zaman eleştirdiğimiz özçekim (selfie) merakının yeni olmayıp neredeyse iki asırdır Devamı …

Yerdelen

Önceki hafta Arabistan çöllerinde kurulması planlanan enine gökdelenden bahsetmiştim. Bu hafta ise Meksika’da yerin altına doğru inmesi planlanan bir ‘yerdelen’ projesi vardı haberlerde. Ülkenin başkenti Meksiko’nun merkezinde yer alan tarihi binaların koruma kapsamında olması, kentte yeni yerleşim alanlarının bulunmaması ve yeni yerleşimlere sekiz katın üzerinde yapı izni verilmemesi gibi sebepler Devamı …

Yatay gökdelen: The Line

İçinde 9 milyon kişinin yaşayabileceği, genişliği 200 metre, yüksekliği ise 170 km’yi bulan bir gökdelen düşünün. Muhtemelen imkânsız olduğunu söyleyeceksiniz. En yüksek gökdelenin bile 800 metreyi geçemediğini düşündüğümüzde böylesine devasa bir yapının gerçekleşmesi gerçekten de imkânsız görünüyor. Peki ya bu bina dikey değil de yatay olarak inşa edilseydi nasıl olurdu? Devamı …

Gogol ve Instagram

Geçtiğimiz hafta “Teknoloji felsefesine kafa yormak gerek biraz” diye yazdı bir meslektaşım. Bu vesile ile bu köşede sanırım on yıldır kaleme almaya çalıştığım teknoloji odaklı yazıları düşündüm. Yazıların önemli bir kısmının öznesinde sosyal medya yer alırken, nesneyi ise özellikle onu kullanan bireylerin oluşturduğunu fark ettim. Bu yazıların önemli bir kısmının Devamı …

Gerçek dünyanın tadını çıkarmak

Birkaç haftadır metaverse efsanesi hakkında paylaşımlarda bulunduktan sonra, nihayet bu haftaki köşemizde konuya ilişkin kişisel görüşlerimi paylaşabilirim. Okuyanlar hatırlayacaktır, metaverse’in günümüzde kullanıcıların da dahil oldukları üç boyutlu oyun ağırlıklı sanal evrenler ya da en yalın ifadeyle İnternet’in üç boyutlu halinden başka bir şey olmadığını ifade etmeye çalışmıştım. Şu haliyle bile Devamı …