Her şey yalan gerçek sensin (I): Dark Patterns

Türkçe’ye ‘karanlık desenler’ olarak çevrilebilen ‘dark patterns’ ifadesi esasen bir web sitesinin ziyaretçilerini kendi arzuları dışında alışveriş yapmaya ya da e-posta mesajlarına üye olmaya yönlendirmek amacıyla gerçekleştirilen ‘tasarım hileleri’ için kullanılıyor.

Yeni bir cep telefonu aldınız, adım adım kurulumunu yapıyorsunuz. Her adımda size özet olarak sunulan bilgiler dışında nelere izin verdiğinizi merak edip bir kez olsun detaylara tıklayarak incelediniz mi? Yeni bir e-posta adresi alırken, yeni bir yazılım yüklerken, yeni bir siteye üye olurken, bir web sitesinde alışveriş işlemini tamamlarken neleri onayladığınızı ya da onaylamadığınızı dikkatli bir şekilde kontrol ediyor musunuz?

Yukarıdaki sorulara cevabınız çoğu zaman ‘Hayır’ olsa da bilinçli bir şekilde bu süreçleri anlamaya çalışan kullanıcıların dahi çoğu zaman tasarım hileleri ile kolaylıkla aldatılabildiğini söylemek yanlış olmaz.

Princeton Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmada incelenen 10 bin web sitesinin 1200 tanesinde bu hilelerden en az birisine rastlanılmış olması durumun vahametini gösteriyor. Örneğin, bir e-ticaret sitesinde ziyaretçilerin karşısına çıkan mesajda “Az önce xxx kentinde yaşayan xxx adlı kullanıcının o ürünü satın aldığı, her an o ürünün tükenebileceği, o yüzden de bir an önce alışverişi tamamlamaları gerektiği” hususunda uyarı geliyor. Oysa ki yapılan incelemelerde yapay zekâ tarafından o sitenin veri tabanında yer alan çok sayıda isim ve konum eşleştirilerek gerçekleştirilen bu bildirimin tamamen yanıltıcı olduğu ortaya çıkmış.

Benzer bir şekilde, bazı sitelerde iptal butonu üzerine tıklanamaz gibi görünen gri bir tonla verilirken, bazılarında ise onay ve iptal butonlarının yer ya da renkleri değiştirilerek ziyaretçiler yanıltılmaya çalışılıyor. Bazıları daha da ileri giderek iptal butonunu gizliyor ya da üzerine “Evet ben bu fırsatlardan istifade etmesini bilmeyen birisiyim!” gibi nahoş ifadeler ekliyor!

Tanınmış bir site tarafından uygulanan ilginç bir örnekte ise kişisel bilgilerin paylaşılmasına yönelik izin isterken yerleştirilen onay kutucuğunun yanında “Sizlere yeni ürün ve hizmetlerimiz hakkında bilgi verebilmek için onayınıza ihtiyacımız var.” şeklinde başlayan cümlenin devamını okumayan kullanıcılar onay vermemek için kutucuğu işaretlemiyorlar. Oysa ki takip eden cümlede “Eğer bu bildirimleri almak istemiyorsanız lütfen yandaki kutucuğa tıklayınız.” yazıyor!

Diğer bir ‘dark pattern’ uygulaması ise bir şekilde üye olduğunuz SMS ve e-posta listelerinden ayrılmak istediğinizde karşınıza çıkıyor. Kullanıcıları bu listelerden çıkarmamaya ‘yeminli’ olduğunu düşündüğüm yöneticiler bu durumu yasal yollardan olanaksız bir hale getirebilmek için ellerinden geleni yapıyorlar! Örneğin, bazı e-posta mesajlarında üyelikten ayrılma bağlantısı sitenin en altında arka plan renginde (genellikle beyaz) verilerek görünmez bir hale getiriliyor!

Geçtiğimiz yıl ülkemizden e-posta yoluyla gerçekleştirilen başarısız CRM çabalarına değinirken bu konuda kendi başıma gelenleri özetlemeye çalışmıştım. Özellikle bir yılı aşkın süredir Türk Telekom tarafından soyadı Tunca olan yaklaşık 10 kişinin beyanına bakılarak telefon faturaları ve ödenmeyen fatura bildirimleri benim adresime gönderilmesine rağmen e-posta adresinin asıl sahibi olarak gelen mesajlara itiraz edebileceğim bir bağlantı bulunmaması yaygın ‘dark pattern’ uygulamalarının bir başka örneği olarak karşımıza çıkıyor.

Aynı durumda olan Denizbank, bu köşede yaptığım uyarıdan sonra gerekli incelemeleri gerçekleştirerek durumu hemen düzeltmişti. Aynı uyarıyı yaptığım Akbank ise tıpkı Türk Telekom gibi herhangi bir değişikliğe gitmediği gibi sayfanın altında e-posta adresine bu mesajın yanlış geldiğini düşünen kullanıcıların müşteri merkezlerini arayıp bilgi vermeleri isteniyor. Yani, bu durumun bankanın ya da hatalı beyanda bulunan müşterisinin değil mağdur olan e-posta sahibinin sorunu olduğunu ima eden Akbank işi yokuşa sürerek ‘dark pattern’ uygulamalarının güzel bir örneğini sergilemiş oluyor!

Haftaya yalan dünyanın bir başka can sıkıcı uygulaması olan ‘Deep Fake’ ile devam etmek istiyorum…

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA