Çevrimiçi oyun bağımlılığı

Geçtiğimiz hafta birbirleri ile doğrudan ilişkili iki haber oldukça dikkat çekiciydi. Bu haberlerden birincisinde Dünya Sağlık Örgütü tarafından video oyunu bağımlılığının bir ruhsal davranış bozukluğu olarak kabul edilerek 2022 yılından itibaren ICD-11 kataloğunda yer almasına karar verildiği ifade ediliyordu.

Oyun bağımlılığının bir hastalık olmadığını iddia eden uzmanlar da bulunsa da aynı hafta içinde çıkan bir başka haber bu bağımlılığın neden tedavi edilmesi gerektiğini açıklar nitelikte. Haberde Hindistan’da 16 yaşındaki bir gencin aralıksız olarak altı saat boyunca son yılların popüler oyunu ‘PUBG’yi oynarken geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybettiği belirtiliyor. Ölen gencin ağabeyi kardeşinin son zamanlarda günde yaklaşık 18 saat PUBG oynadığını ifade ediyor. Aynı ülkede geçtiğimiz yıllarda 45 gün boyunca sürekli PUBG oynayan 20 yaşındaki bir genç de şiddetli boyun ağrıları çektiğini söylemesinin ardından hayatını kaybederken iki genç arkadaş ise tren raylarının kenarında aynı oyunu oynarken tren çarpması sonucu ölmüşlerdi.

Özellikle video oyunlarının çevrimiçi oynanabilir hale gelmesi bu oyunlara bağımlılığı artırırken Mavi Balina ve Momo gibi bazıları ise gençleri intihara yönlendirmeleri, Metin2 gibi bazıları ise oyuncular arası cinayet ve gasp gibi suçlara sebebiyet vermeleri sebebiyle çokça eleştiriliyor. Ölümle sonuçlanan vakalarda ise yukarıdaki örneklerde olduğu gibi bağımlılığın en ciddi belirtilerinden olan uzun saatler boyunca oyunu bırakamamanın ortaya çıkardığı sağlık sorunları ön plana çıkıyor.

Çevrimiçi oyun bağımlılığı sebebiyle gerçekleştiği bilinen ilk ölüm 2002 yılında 86 saat oyun oynadıktan sonra hayatını kaybeden bir Güney Koreliye ait. 2005 yılında bir başka Güney Korelinin benzer sebepten bir İnternet kafede öldüğü rapor edilmişti. Sırasıyla 2007, 2011 ve 2015 yıllarında Çin’de benzer ölümler gerçekleştiği biliniyor. Örneğin, 2015 yılında gerçekleşen vakadaki ölüm sebebi, gencin bir İnternet kafede aralıksız 19 saat boyunca World of Warcraft oynaması.

Ciddi tehlikeyi en yakından hisseden Güney Kore’de 2011 yılında 16 yaşından küçük gençlerin gece yarısından sabah 6’ya kadar çevrimiçi oyun oynaması yasaklanmış olmasına rağmen gelen baskılar sonucu 2014’te bu yasağın ailelerin izni ile delinebilmesine olanak tanınmıştı.

Yukarıda belirttiğim gibi, bazı akademik çalışmalarda oyun bağımlılığının bir davranışsal bozukluk olarak kabul edilmesi için henüz erken olduğuna dair araştırma bulgularına rastlansa da, dünya çapında pek çok klinikte çevrimiçi oyun bağımlılarını rehabiliteye yönelik ciddi tedavi programları büyük rağbet görüyor.

Sosyal medya bağımlılığı ise gerek Dünya Sağlık Örgütü, gerekse Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından halen bir davranışsal bozukluk olarak kataloglara girebilmeyi başaramadı. O konudaki gelişmelere ise gelecek haftalarda değinmek istiyorum.

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA