Dijital arınma

Son birkaç haftadır bu köşede teknoloji bağımlılığı konusuna değinirken bağımlılığın önüne geçebilme açısından kontrollü kullanımın önemini vurgulamaya çalışıyorum. Çünkü, cep telefonu, bilgisayar ve Internet başta olmak üzere bilgi ve iletişim teknolojilerinin bizlere sunmuş olduğu tüm nimetlerin çeşitli yan etki ve zararları da mevcut. Özellikle sosyal medya olarak adlandırılan dijital paylaşım platformlarının bilinçsiz kullanımı kişilere fiziksel, sosyal, psikolojik, ailevi, mesleki vb. pek çok yönde zararlar verebiliyor.

O yüzden de, sosyal medya kullanımını kontrol altında tutabilme becerisi bu etkileri en aza indirirken, pek çoğumuz farkında olmasa da aslında günlük hayatımız açısından ciddi faydalar da sağlayabiliyor. Bu faydaların başında ise geçen hafta değindiğim üzere zamanın daha verimli kullanabilmesi geliyor.

Gerçekten de, normal şartlar altında bir günün en fazla üçte birini kendimize ayırma şansına sahipken, gerçekte bu periyodun bir kısmını yol, yemek ve alışveriş gibi şeylere ayırma gereksinimi yüzünden çoğu zaman kendimize ayıracak çok fazla zaman bulamayız. Sosyal medyada geçen süreyi de hesaba kattığımızda ise durum giderek vahim bir hal almaktadır. O yüzden, sosyal ağlardan artırabileceğimiz her saniyenin gerçekte kendimize ve bir arada yaşadığımız kişilere vereceğimiz en değerli hediye olacağını ciddi bir şekilde düşünmemiz gerekiyor.

Üstelik, sosyal ağlara ayrılan sürenin kontrol altında tutulması sayesinde sadece günün değil, kullanılan cihazların pil ömrünün de uzadığını, eskisine göre bataryaları daha az şarj etme ihtiyacı duyduğunuzu fark edeceksiniz.

İnsan sağlığı açısından baktığımızda ise özellikle mobil cihazların yoğun kullanımının bilek, bel ve boyun ağrılarına, göz kuruluğuna, görme kusurlarına, yeme bozukluklarına ve buna bağlı olarak obeziteye, uykusuzluğa ve diğer pek çok sıkıntılı duruma sebebiyet verdiği biliniyor. O yüzden de özellikle sosyal medyanın kontrollü kullanımı bu sıkıntıları en aza indirebilme açısından önem arz ediyor.

Peki ‘kontrollü kullanım’ nedir? Kontrollü kullanımını ‘teknoloji orucu’ gibi geçici süreli ‘dijital detoks’ uygulamaları ile karıştırmamak gerekiyor. Çünkü, gerçek anlamda ‘dijital arınma’ sosyal medya kullanım güdülerinin geçici bir süreliğine bastırılması ile değil, kullanımın kontrol altında gerçekleştirilmesi sonucunda başarıya ulaşabilir. Mesleki ve eğitimsel sebepler dışındaki keyfi kullanımları kontrol altında tutabilmek için ise öncelikle kullanım amaçları net olarak belirlenebilmeli, ardından da o amaca hizmet edecek şekilde kullanabilmek için gerek duyulan koşullar oluşturulmalıdır.

Örneğin sosyal ağları sadece belirli bir grup insan ile sohbet etmek ya da paylaşımda bulunmak için kullanan bir kişi, o kişilerin çoğunlukla çevrimiçi olduğu zaman dilimleri dışında ilgili uygulamalardan uzak durabilmeyi başarırsa ilk ve en önemli adımlardan birisini atmış olacaktır. Sosyal ağlarda çoğunlukla belirli bir grup insanın düzensiz zaman dilimleri içindeki paylaşımlarını takip eden bir kişi ise günün belirli saatlerinde ilgili ağlara giriş yaparak iki zaman dilimi arasındaki paylaşımları kolaylıkla takip edebilir. Örneğin, sabah, öğlen ve akşam saatlerinde 15’er dakikalık zaman dilimi çoğunlukla yeterli olabilmektedir.

Son yıllarda kişilerin en çok zamanını tüketen sosyal mesajlaşma uygulamalarından olan WhatsApp vb. ağların kontrollü kullanımı ise gelen mesajların bir an önce okunup ve cevaplanma arzu ya da beklentisi yüzünden pek çok kullanıcı açısından oldukça zor olabiliyor. Oysa ki, sadece WhatsApp’ta değil, diğer sosyal ağlarda da uygulanabilecek en etkili kontrollü kullanım yöntemlerinden birisi cep telefonu gibi mobil cihazlarda acil görülmesi gerekenler dışında hiçbir bildirime izin verilmemesidir. Bu yüzden de, cihaz ve uygulama ayarlarına girerek aile, iş ve diğer sorumluluk gerektiren ortamlar dışından gelebilecek bildirimlerin sessize alınması, kişilerin cep telefonları tarafından daha az uyarılmasını sağlayarak kontrollü kullanım için önemli bir destek oluşturabilecektir.

Prof. Dr. Mustafa Zihni TUNCA