TL Bu “Ayazı” Unutmaz

Ekonomi “dolar” havalesi geçirmektedir. Bu türbülans da uzun sürdü. Bir ekonomi için bunun kaldırılması mümkün değildir. Bunun adı ne olursa olsun, sonuç ortadadır. Yönetilmesi için sürpriz önlemler ve tarafların birlikte çabası gerekmektedir. Bu konuda  hükümet, üretici ve tüketicilerin  bu süreçle ilgili  bilgilendirmesi,  alınacak önlemler ve sonuçlarının kamuoyu ile  paylaşılması  şarttır.

Evdeki küçük yavrunuzun ateşlendiğini düşünün. Babanın bir haftadır planladığı o günkü halı saha maçı, annenin evdeki misafirleri, abla ya da abinin arkadaş programı devre dışı kalacaktır. Gelişmeler sürekli takip edilir,  durum bilgisi  paylaşılır. Sürekli kontrol, bir takım ateş düşürücü ve en-nihayetinde en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak…

En yakın sağlık kuruluşunun  ekonomiler için IMF  olması elbette çok sürpriz olmaz. Ancak ekonominin de kendi öz değerlendirmesinin yapılması gerekiyor. Arjantin örneği önümüzdedir: 50 milyar dolarlık stand -by anlaşması masadadır. Faizlerin 1500 baz puan artırılması yetmemiştir. Ama hala nazlanan bir yatırımcı kitlesi vardır …

Türkiye Için devam edelim: Başta Sorumluluk  hükümettedir. Yetki ve irade ondadır. Elinde bu sorunla başa çıkabilecek en önemli enstrümanlara sahip olan odur. Öncelikle Bu Konuda İiç ve dış kamuoyuna gereken güveni vermesi ve bu   İletişimi  paylaşması gerekmektedir:

i. Mali disiplini ihmal etmeden koruyucu ve kollayıcı işlemlerin gerçekleştirilmesi,

ii. Orta Vadeli Planı  (OVP) , siyasi iktidarın elindeki en önemli enstrüman görünümündedir.

iii. Güven kırıcı, af gibi işlemlerin önünün kapatılması, bununla ilgili kararlarınAnayasa ile teminat altına alınması,

iv. Hükümetin dolarla yapılan işlemleri derhal iptal edilmeli,

v. Yerli ve milli ürün tercihini, kamu ihalelerinde kayırmalı ve teşvik edilmeli.

Merkez Bankası,  “… fiyat istikrarından sorumlu” bir kurum olarak tarafları düzenli bilgilendirme işlevi onda da bulunmalıdır. Bu konuda açık olunması  ve sonuçlarının paylaşılması esastır. Merkez’in, politika faizinden, banka mevduatlarına, mevduat güvencelerinden kredilere pek çok enstrümanı kullanması bekliyorum.

Üretici  kesimin de ithal ikameci bir yönelim sergilemesi. Üretim öncesi ithalatın yerli ile karşılanması teşvik edilmelidir. İhracat teşvikleri ve döviz kazandırıcı işlemlere odaklanılmalıdır..

Vatandaşın da bu işlemlerdeki etki ve payı büyüktür. Döviz talebini ertelemesi gerekir, ithalata yönelik işlemleri   “yerlisi varken”  kodu ile yönetilmelidir. ithal ürün tercih etmemesi esastır.

Son husus “ döviz talebidir.”  Döviz de nihayetinde TL ile alınıp satılan bir  maldır. ”  İhtiyacı olmayan bu fiyattan döviz almasın. Yabancılar da bu fiyattan çıkmayacaktır. Çıkış değil pozisyon değişikliği  beklenebilir. Devlet tahvillerinden hisse senedine geçişler görülebilir. Yabancıların da 3 TL olarak getirdiği dövizi 6 TL’den alıp, çıkıp gitmesi demek, bütün kazandıklarını bırakıp gitmesi anlamına gelir. Bunun ekonomik bir yanı yoktur. Ekonomi paniği sevmez; kurdun puslu havayı tercih etmesi gibi,  paniği fırsatçılar  ister.

Sonuçta 2018 ödemeler yılı idi. Özel sektör sadece Nisan ve Mayıs aylarında toplam 20 milyar dolar ödeme yaptı. Bunu yapabildi. Son yüklü parça 8 milyar dolar ile Ekim /2018 dönemine ait. Bu son 4 aya ek olarak cari açıktan kaynaklanan ihtiyaçlar da eklendiğinde dolar ihtiyacı devam edecektir. Ancak 6-7 TL seviyelerindeki bir dolar kuru sürdürülebilir değildir, gerçekçi de değil.  Doların, böyle bir dönem sonrasında makul bir düzey olarak, 4,80-5,20 TL uygundur.  Ancak bu kur atağının  def edilip bu kapandan çıkış biraz zaman alacaktır.

Konunun Esas noktasına gelince … Herkes bu Konuda  farkındalık  içerisindedir. Ekonomide sonsuz iniş ve sürekli çıkış yoktur. Kura bağlı dalgalanmalar, bir kez daha fazlasını geçirmiştir. Dolara bağlı ekonomilerin  eninde sonunda bu tür bir sürprizle karşılaşması kaçınılmazdır. bu konuda da alternatifler üretilmelidir.

İbrahim Attila ACAR