Hibrit Muhasebeciler

Muhasebenin tarihi serüvenine baktığımızda, toplumun ihtiyaçlarına göre muhasebeden beklentilere bağlı olarak; muhasebe ve muhasebecinin tanımında değişiklikler oluşmaya başlamıştır. Örneğin; yazının insan yaşamlarında aktif olarak kullanılmaya başlamasıyla tek taraflı muhasebe kaydı yapılırken, coğrafi keşiflerin sonucunda diğer ülkelerle girişilen ticari faaliyetlerin sonucunda halen kullanmakta olduğumuz çift taraflı muhasebe kayıtları oluşturulmuştur.

Sanayi devrimi sonucunda buhar makinalarının icadı ile başlayan kitlesel üretim sonucu, muhasebeden beklentiler yine değişmiş; o ana kadar sadece gelir ve giderleri kayıt altına alan muhasebe sisteminin yetersiz olduğu anlaşılmış ve bunun sonucunda da maliyet muhasebesi ortaya çıkmıştır. İkinci dünya savaşının bitiminden sonra, özellikle 1950’li yıllardan sonra, ulusal işletmelerin çok uluslu hale gelmesinden sonra, sadece maliyet verileriyle karar almanın imkansızlığı görülmüş ve doğan bu yeni ihtiyaca cevap verebilecek şekilde de yönetim muhasebesi olgusu ortaya çıkmıştır. Bu olguyla beraber muhasebede ilk defa istatistik, sayısal yöntemler ve yöneylem araştırmaları gibi sayısal analizler kullanılmaya başlanmıştır.

XXI. yüzyıla geldiğimizde artık muhasebenin gelişen işletme ihtiyaçlarına cevap verebilecek düzeyde sıkıntılar yaşadığı görülmektedir. Özellikle XXI. yüzyılda bilgi teknolojilerindeki hızlı gelişim muhasebe algısında bir dönüşümü zorunlu hale getirmiştir. Bir süre önce muhasebe meslek mensupları ve adaylarına yönelik olarak yapmış olduğum bir konuşmada; bu yüzyılda geleneksel muhasebe anlayışının çok yakın bir zamanda (bana göre 5 yıl içinde) radikal değişiklikler olacağını, şu anda kullanılan muhasebe algısının artık anlamsız olacağını ve bu dönüşüme ayak uyduramayan muhasebe meslek mensuplarının, piyasadan çekilmek zorunda kalmak zorunda olduğunu ifade etmiştim.

Konferansta; muhasebede gerçekleşecek olan bu dönüşümün zorunlu olduğunu şu örneklerle anlatmıştım. Geçen yüzyılda belgeye dayalı bir muhasebe anlayışı vardı. Bu anlayışa uygun olarak da muhasebeden beklentiler farklıydı. Muhasebenin amacı, işletmede gerçekleşen finansal hareketlerin kayıt altına alınması ve istenilen zamanda da raporlanması şeklindeydi. Ancak, içinde bulunduğumuz yüzyılın beraberinde getirmiş olduğu teknolojik değişimler ve bu değişimlerin sonucu oluşan yapay sinir ağlarında ve özellikle yazılımlarda oluşan baş döndürücü ilerlemeler, belge muhasebeciliğinden işlem muhasebeciliğine geçişe zorlamıştır. Bunun sonucu olarak da e- defter, e- beyanname gibi uygulamalarla geçişler başlamıştır. Bugün yaptığınız işlemlerin çok büyük bir oranı (örneğin BA-BS işlemleri gibi) çok yakın bir zamanda sistemin kendisi tarafından kayıt altına alınacağı, yıllık veya aylık olarak verilen beyannamenin sistem tarafından otomatik olarak yapılacağı, işletmelerin belge kayıt eden muhasebeciye ihtiyaç duymayacaklarını ve her tarafta gördüğümüz muhasebe bürolarının işlevini kaybedeceklerini ve kapanacaklarını anlatmıştım. Hatta İngiltere’de işletmelerde çalışan mali müşavir sayısında 2000’li yıllara göre %50’den fazla azalış olduğunu ifade etmiştim.

Olayın ciddiyetini algılayan genç meslek mensupları konferanstan sonra XXI. Yüzyılın muhasebecisinin kim olacağını sorduklarında, onlara “hibrit muhasebeciler” diye cevap verdim. Bu yazının konusu olan hibrit muhasebeciler kimdir sorusunu da, “kısaca ürün akışı içinde her yönüyle yer alan muhasebecilerdir” şeklinde tanımlamıştım.

Hibrit muhasebeciler; geleneksel muhasebeciler gibi, sadece stratejik ya da operasyonel konulara odaklanmayan, işletmeyi bir bütün olarak gören, takım oyununda kilit personel rolü üstlenen kişilerdir. Başka bir tanımla hibrit muhasebeciler; örgütsel yapılar ve tasarımlar altında farklı iş zihniyetlerini bir araya getirebilen, yeni takım ve süreç oryantasyonunun ortaya çıkarabilme ve yerleştirebilme yeteneğine sahip olan kişilerdir.

Sonuç olarak; bilişsel yapıdaki hızla değişimlerin ortaya çıkardığı süreç yöntemlerindeki değişiklikler sonucu işletme yöneticilerinin muhasebe tarafından üretilen bilgilerin karar alma yetersizliklerinin farkına varmaları, sadece eldeki finansal verilerin karar almada yetersiz olduklarını görmeleri, gelecekle ilgili olarak doğru tercih yapabilmelerine imkan verecek bir analiz istemeleri ve bu analizlerde de matematiksel ve istatiksel yöntemlerin kullanılma zorunluluğu hibrit muhasebe anlayışını beraberinde getirmiştir. Dolayısıyla hibrit muhasebeci; geleneksel muhasebecinin işlevi olan kaydetme ve raporlama işlevinin yerine, işletmede finansal sisteminin kurulmasından, yönetiminden, işletmenin karar almasına etki edecek bütün parametreleri kontrol edilmesinden ve yönetilmesinden sorumlu olan ve finansal bilgilerin yanı sıra finansal olmayan bilgileri de kullanabilme ve analiz edebilme yeteneğine sahip insanlardır.

Sonsöz: XXI. Yüzyılda şu anda tanımı yapılan muhasebecilerin yeri yoktur. Gelecek, hibrit muhasebecilerdedir. Nasıl ki, kötü para iyi parayı kovarsa; hibrit muhasebeciler de geleneksel muhasebecileri kovacaktır.

Prof. Dr. Hayrettin USUL