GİZEMLİ BİR MİRAS: STONEHENGE

Geçtiğimiz gün, İngiltere’nin Salisbury düzlüğünde bulunan ve her yıl bir milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlayan Stonehenge anıtını ziyaret etme fırsatını buldum. İlk bakışta sıradan bir grup taştan oluşuyor gibi görünen bu yapı, arkeolojik anlamda dünyanın en gizemli miraslarından birisi aslında.

Yapıyı gizemli kılan pek çok unsur olmakla birlikte, en önemlisi, ne zaman inşa edildiğinin hala tam olarak bilinemiyor olması. Neolitik çağa ait olduğu yönünde geniş kabul gören bir görüş olmasına rağmen neolitik çağ öncesine ait olduğuna dair görüş benimseyen bilim insanlarının sayısı da bir hayli fazla. Son yıllarda varılan sonuçlara göre ise bu gizemli taşlar 4500 civarı bir yaşta.

Yapıyı incelediğimizde tonlarca ağırlıkta ikişerli dikey taşlar üzerine yerleştirilmiş “lento” adı verilen yatay formda taşlar görüyoruz. Bu ağırlıkta taşların böylesine muntazam bir şekilde nasıl yerleştirilmiş olabileceği hala cevabı verilememiş bir diğer soru. Yapım sürecinin ise 1400 yıl kadar sürdüğü düşünülüyor.

Stonehenge’in hangi amaçla kullanıldığı sorusu ise hala bir muamma. Bu konuda tarih boyunca pek çok teori söz konusu oldu. Romalılara göre yapı güneş tanrısı Apollo ile ilişkili idi. Ortaçağda ise Kelt rahiplerince yapıldığına dair bir düşünce hâkimdi. Kimi görüşe göre de Stonehenge, güneşin gün dönümlerindeki pozisyonuyla aynı hizada yer alıyor olmasından dolayı devasa bir gözlem alanıydı. Günümüzde arkeologların üzerinde birleştiği en önemli görüş ise, yapının, eski dünyaya ait dinsel bir mekân, bir tapınak olduğu yönünde. Ayrıca bağımsız bir yapıdan çok daha büyük bir projenin bir parçası olduğuna dair yeni bulgulara da erişilmiş durumda.

UNESCO’nun dünya miras listesinde yer alan kültür varlıklarından birisi olan Stonehenge’in üzerindeki sır perdesi henüz tam olarak aralanabilmiş değil. Kanaatimce yapıyı hayranlık uyandırıcı kılan da hala çözülememiş olan bu gizem. Ciddi bir işbirliği ile bilgece inşa edilmiş Stonehenge’nin izlerine bu yüzyılda tanıklık edebilmek ise günümüz uygarlıkları açısından büyük bir şans.

Bir sonraki yazıda buluşmak dileğiyle

Sevgiler

Müge Burcu Özdemir

12 Kasım 2017

Londra