Devlet Sadece Sınırları Çizmekle Olmuyor

Bir devlet dairesine gidip de yürümeyen işler için, zaman gereken durumlar için  “devlete söylenmeyen” yok gibidir. Oysa devletin işini yapan, vatandaşın işini gören bürokrasidir. Devlet işlerini bu bürolar sayesinde sağlamaktadır. Haliyle bürokrasideki en küçük aksama,  doğrudan devletin işlevini yerine getirmesine mani olmakta; bürolar ve ofislerle de erişilmez hale dönüşmektedir. O halde bu devlet aygıtı nereden çıktı? Değerli hocamız Prof. Dr. Kenan Bulutoğlu’nun “Kamu Ekonomisine Giriş” kitabının hemen başında, devletin nasıl oluştuğuna dair anlattığı, Japonya’nın meşhur 7 Samuray hikayesini hatırlayalım:

Hikayede, özellikle  16. Yüzyıl Japonya’sında sürekli bir şekilde silahlı haydutların saldırısına maruz kalan, ticaret kervanları yağmalanan, ürünleri elinden alınan halk 7 Samuray bulur, anlaşır. Onlar da etrafı, yolları haydutlardan temizler. Ancak bu defa yolu kendileri tutmuş ve gelen geçeni haraca bağlamıştır. Ahali toplanıp duruma itiraz edip “böyle anlaşmamıştık” dediklerinde; 7 Samuray “biz, sizi koruyor ve  güvenlik hizmeti veriyoruz” derler.  Kökeni daha da eskilere dayansa da güvenlik hizmetinin ihtiyaçtan mı doğduğu, yoksa arz edilen bir hizmet mi olduğu hep tartışılagelmiştir.  Asıl olan elbette bu hizmetin niteliği ve miktarıdır.

Modern devlet daha karmaşık yapılarla güvenlik hizmetini sunmayı hedeflemektedir. Cana ve mala kast konusunda geleneksel önlemler üretebilen devlet, kitle imha silahları bir yana, canlı bombalar ve ateşli silahlarla donanmış teröristlere karşı; hatta biyolojik silahlar ve siber silahlarla donanmış yeni nesil saldırılara karşı vatandaşlarını nasıl koruyacaktır? Kamunun güvenlik harcamaları artmaktadır, savunma bütçeleri büyümektedir, daha da fazlalaşacak; vergilerden buralara ayrılan pay artacaktır.

Güç gösterisinin yer aldığı meydan savaşlarından ateşli silahlara; oradan da hava saldırılarına dönüşen yeni savaşlara eklenen siber uzay, ülkeler için yeni bir masraf ve koruma alanının daha önünü açmıştır. Vergi mükelleflerinin, kendi güvenlikleri için, finanse edeceği yeni bir alan daha doğmuştur.  Artık bir ülkeye zarar vermek için sınırlarına saldırmak gerekmiyor; Bilgi işlem sistemine müdahale yeterli. Elektrik altyapısına küçük bir arıza ya da ulaşım sisteminde trafiği felç edecek bir eylem her yeri kilitlemeye yeterli. Öyle ki basit bir enerji hatlarındaki aksaklık ya da kaos insanları canından bezdirecek hale getirebilir. Bir de borsanın tıkandığını düşünün… Bankaların çalışmadığını, elektrik sisteminin çöktüğünü düşünsek… günlük falan değil;  saatlik, hatta anlık kesintilere dahi tahammülümüz yok. Trafik sinyalizasyon sistemine müdahale edildiğini hatta karıştırıldığını düşünün bir de. Son günlerde sınırdaki pasaport kontrol hizmetinin verilemeyişi nedeniyle yaşananlara ne demeli?

Bir sistemi kurmak kadar, korumak ve yönetmek de önemlidir ve bütçelerde, yeni bir harcama alanı daha ortaya çıkmıştır. Çabuk çabuk büyüyen ve gittikçe daha büyük alan isteyen harcamalar.

Prof. Dr. İbrahim Attila ACAR