Ehven-i Şer

Yıllar önce bir gezi otobüsünde yanımda oturan Uzak Doğu’lu genç bana dinleri hakkında bilgi veriyordu.
“Bizim dinimizde Cennet ve Cehennem diye bir şey yok, sonsuz döngüye inanırız biz.” diye söze başladı.
“Sonsuz döngü nedir?” diye sordum.
“Geçmişten beri süregelen ve sonsuza değin devam edecek reenkarnasyon süreci.” diye özetledi.
“Kural şu; Eğer bu hayatında iyi bir kişi olarak yaşadıysan öldükten sonra tekrar dünyaya gelir ve güzel bir hayat sürersin. Eğer kötü bir insansan, sonraki hayatında kötü şartlarda yaşayan bir insan ya da hayvan olarak yaşamını sürdürürsün.”
“Anlamadığım bir şey var.” dedim. “Ben bir sonraki hayatımda, önceki hayatımda yaşayan aynı kişi mi olacağım, yoksa başka birisi mi?”
“Başka bir kişi olarak dünyaya geleceksin.” dedi.
“Yani, hiçbir şekilde hatırlamayacak mıyım önceki hayatımı?”
“Maalesef” dedi ve ekledi: “Ancak, iyi bir hayat yaşıyorsan zaten önceki hayatta da iyi bir kişi olarak bu yaşamı hak ettiğini anlayabilirsin.”
“Bu dünyada her türlü kötülükten kaçındıktan sonra eğer bir sonraki yaşamımda kendim olarak dünyaya gelmeyeceksem, yani bir başkası benim sayemde güzel bir yaşam sürecekse ben neden iyi bir insan olayım ki? Kötülerin yaptığı kötülük yanında kalacaksa ne anlamı kalıyor iyi olmanın?” diye sordum.
Beklemediği bir soru ile karşılaşan genç şaşkın bir şekilde yüzüme baktı. O an bu basit soru her nedense ona düşündürücü gelmişti… Cevaplayamadı da zaten!
Belki de bu soruyu cevaplayabilmek için öncelikle iyilik ve kötülüğün kırmızı çizgilerle sınırlandırılamayacağı gerçeğini kabul etmemiz gerekiyor… İyilik ve kötülük birbirinin zıddı olmanın ötesinde birbirini tamamlayan kavramlardır. Kötü diye tanımladığımız bir davranışta bulunan bir kişiyi o davranışa motive eden şey aslında o davranışın (diğerlerine zarar verme pahasına da olsa) kendisine fayda sağlaması yani onun için iyi ve faydalı bir davranış olmasıdır. O yüzden de, o kişi yapmış olduğu kötü bir davranışı kendi beklentilerini karşıladığı sürece iyi bir davranış olarak algılayacaktır.
Ayrıca toplum tarafından iyi olarak görülen bir davranışın gerçekte iyi niyetle yapılıp yapılmadığını bilemeyeceğimiz gibi kötü bir davranışın da gerçekleşmesine sebep olan etkenler doğru bir şekilde analiz etmediğimiz sürece o davranışı kötü olarak adlandıramayız. Örneğin, yanlışlıkla adam öldüren bir kişi ile kasti olarak cinayet işleyen bir kişiyi aynı kategoride değerlendirmek doğru olmaz. Benzer bir şekilde belirli bir çıkar elde etmek için göstermelik olarak birisine yardım yapılması da gerçekten iyilik olarak adlandırılabilir mi sorusu üzerinde düşünmekte fayda var.
Baştaki sorunun cevabına dönersek, şimdiki hayatında hapis veya idam cezalarına rağmen kötülükten sakınmayan insanları reenkarnasyon kavramı ne kadar ürkütebilir, düşünmek lazım. Ama asıl düşünülmesi gereken soru belki de insanları güzel davranışlara yönlendirmek için neden bir ödüle ihtiyaç duyulduğudur…